| Eminim ki hepimiz bir çok insanı görmek istiyoruz ama neyse ki bizim ülkemizde ve sizinkinde kimse kimseyi, görmek zorunda değil. | Open Subtitles | انا متأكدة من رغبتنا جميعاً في رؤية العديد من الناس ولكن لحسن الحظ في بلدنا وبلدكم هم ليسوا مجبورين على رؤيتنا |
| Ne kadar çabalarsan çabala yapmak zorunda kaldığın şeyler var. | Open Subtitles | مهما كافحنا بشده هناك أشياء نحن مجبورين على فعلها |
| İstemiyorsan gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مجبورين على الذهاب إن كنتي لا تريدين ذلك |
| Eminim, şu anda benim uğraşmak zorunda olduğum sorunların aynısıyla... | Open Subtitles | اعني ، انا واثق انكم ستكونون مجبورين على التعامل مع بعض المشاكل الشبيهة |
| Eğer istemiyorsanız, bu yarışmayı yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | و تعلمون أننا لسنا مجبورين على إقامة هذه المنافسة إلّم ترغبوا |
| Yeni bir gelir kaynağı bulamazsam, Haçlı Seferi'ne katılmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | إذا لم أجد مصدر جديد للدخل سنكون مجبورين للأنضمام للحملة |
| Yeni bir gelir kaynağı bulamazsam Haçlı Seferi'ne katılmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | إذا لم أجد مصدر جديد للدخل سنكون مجبورين للأنضمام للحملة |
| Belki de bizi koruyan bu duvarlar olmasa hepimiz hayata devam edip yaratıcımızla yüzleşmek zorunda kalabilirdik. | Open Subtitles | ربما,بدون هذه الجدران لتحمينا ,سنكون جميعنا مجبورين أن نمضي و نواجه محاكمة خالقنا. |
| Anlamıyorlar ve anlamak zorunda değiller. | Open Subtitles | هل لا يَعون الأمر و هم غير مجبورين على وعيه |
| Yasalara karşı gelmek zorunda olsalar bile. | Open Subtitles | حتي ولو مجبورين بواسطة القانون |
| Bunu yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | لسنا مجبورين لفعل هذا. |
| - Seni öldürmek zorunda kalabiliriz. | Open Subtitles | -سوف نكون مجبورين لقتلك |