| Nükleer materyal taşıyan Planlanmamış bir konvoy 15 dakika önce UNAÖ'den yola çıkmış. | Open Subtitles | قافله غير مجدول لها تنقل مواد نووية غادرت مبنى المنظمة قبل 15 دقيقة |
| Dolayısıyla, Başkan Fitzgerald Grant... ..başkanlık limuziniyle Planlanmamış bir gezinti yapıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | لذا الرئيس فيتزجيرالد غرانت يبدو أنه اتخذ ركوب غير مجدول في سيارة ليموزين رئاسية |
| Planlanmamış Dünya dışı aktivasyon. | Open Subtitles | تنشيط غير مجدول |
| Planda olmayan gezegen dışı geçit hareketi! | Open Subtitles | نشاط من العالم الخارجي غير مجدول |
| Planda olmayan bir teslimat yakaladık. | Open Subtitles | لقد اعترضنا لتونا تسليمًا غير مجدول |
| Vuran kişinin otomatik bir silah taşıdığını ince, saçları örgülü boynunda dövmesi olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن الرجل يحمل سلاحاً آلياً لديه بنية نحيلة وشعره مجدول ولديه وشم على رقبته أعد لي اسمه مرة أخرى؟ |
| Saçları örgülü. Mavi tişörtlü. | Open Subtitles | شعره مجدول ويرتدي قميصاً أزرق |
| Planlanmamış gezegen dışı aktivasyon. | Open Subtitles | تنشيط خارجي غير مجدول |
| - Planlanmamış bir eylem var. | Open Subtitles | لدينا نشاط غير مجدول. |
| Planda olmayan gezegen dışı geçit hareketi! | Open Subtitles | ! لدينا نشاط غير مجدول خارج العالم |