| muhasebecim, bu vergi dönemi için yeterince kazandığımı söylüyor. | Open Subtitles | لا شكرا محاسبي يقول أن لدي ما يكفي على أن أقبل بهذا الربع |
| Tanrım. muhasebecim bunu vergiden düşer. Ben öderim. | Open Subtitles | سوف يحذف محاسبي المبلغ لخفض ضرائبي سوف أدفع أنا أجرتها |
| muhasebecim kötü bir zamanlama dedi. Hisselerim düşmüş. | Open Subtitles | يقول محاسبي أنني فعلت هذا بوقت سئ جداً، لأن أسهمي منخفضة |
| muhasebecimin hesaplarına erişmesi gerek tabi. | Open Subtitles | محاسبي سيحتاج أن يطلّع على كل حساباتك، بالطبع |
| muhasebecim, düşük risk taşıyan hisselerle devam etmenin en iyisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول محاسبي أنه من الأفضل التعامل بالأسهم المضمونة |
| Neyse ki, muhasebecim yıllar önce spermlerim için altın bir paraşüt ayarladı. | Open Subtitles | لحسن الحظ محاسبي قام بتجهيز باراشوت ذهبي لي منذ سنين عدة |
| Çılgınca olabilir ama, muhasebecim bugünlerde gayri menkulün biyoteknolojiden daha az riskli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها الإستثمار الأساسي بالنسبة لي .. لأن محاسبي الشخصي قال بأنها أقل خطورة من الإستثمارات الصناعية والطبية |
| Meslek ahlakı tartışılır muhasebecim ve sahtekar avukat arkadaşı sayesinde. | Open Subtitles | اسسه محاسبي الشاذ وصديقة المحامي المخادع |
| Hayır, muhasebecim oraya bir vergi sığınağı kurmamı istiyor. | Open Subtitles | محاسبي يريدني أنْ أتخذ هذا المكان ملجأ من الضرائب |
| Riske girdiğim için muhasebecim bana gülmüştü. | Open Subtitles | محاسبي كان يضحك عليّ لاخذي مخاطرة بهذا الحجم |
| muhasebecim, peşin olarak mülk almamın ve bir aile üyesinin adına geçirmemin en iyisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | محاسبي يقول أن من الأفضل أن أشتري بالمال عقارا و أكتبه باسم أحد أفراد العائلة |
| Sonra gerçek muhasebecim gelse, gerçekten bütün paramı, sörf tahtalarına yatırdığımın belgelerini gösterse. | Open Subtitles | وثم محاسبي الحقيقي يأتي وعرض عليكم السجلات وأتضح بأن مستثمر بالفعل |
| Kusura bakmazsanız ortaklar, muhasebecim defterlere... | Open Subtitles | إذا أنت لا تتدبر، شركاء، محاسبي سنذهب على الكتب... |
| muhasebecim büyük bir miktar paramı alıp uyuşturucuya yatırdı. | Open Subtitles | محاسبي أخذ فعلاً... مبلغاً كبيراً منّي... وإستعمله لشراء المخدرات |
| muhasebecim öyle söylüyor. Mutlu musun? | Open Subtitles | أصرّ محاسبي على ذلك أأنت سعيد؟ |
| - muhasebecim derken, lafın gelişi işte. | Open Subtitles | لا تقفزي علي، محاسبي إنه تعبير مجازي |
| komik hikaye,muhasebecimin bilmiyen bir adada şirketi varmış. | Open Subtitles | إنها قصة مضحكة لقد قام محاسبي بإنشاء شركة على جزيرة |
| muhasebecimin hesaplarına erişmesi gerek tabi. | Open Subtitles | محاسبي سيحتاج أن يطلّع على كل حساباتك، بالطبع |
| Muhasebecimi kovup tasarruf yapmalıyım. | Open Subtitles | ربّما عليّ توفير بعض المال عن طريق طردِ محاسبي. |
| Mali bir tavsiye istersem, muhasebecime sorarım çiçekçi kızlara değil. | Open Subtitles | إن كنت في حاجة لمشورة مالية، لسألت محاسبي وليس فتاة الزهور |
| Ama öğleden sonra Muhasebecimle böyle bir değişikliğin faturalarıma nasıl yansıyacağını konuştum. | Open Subtitles | أجريت حديثاً مطولاً مع محاسبي هذا الصباح ليرى مدى تأثر قدومي إلى هنا على مصروفاتي الضريبة أخبرني أنه لا بأسَ بذلك |
| Evet, muhasebecilerim sigorta için her şeyi onlarla etiketlemişti. | Open Subtitles | أجل , محاسبي يرفق كل أغراضي بهذه النقاط للتأمين |