| Çok sevimli bir tip değil. Ama şu renklerine bakın. | Open Subtitles | ليس محبوب جداً , كما ترون دعونا نلقى نظرة على الألوان |
| Biraz garip ama sevimli yanları da var. | Open Subtitles | إنه غريب بعض الشئ,لكن هناك أيضاً شيء محبوب حول الرجل |
| Bu pembe hindiztancevizli şeyler... burada beni oldukça popüler biri yaptı. | Open Subtitles | لقد حصلت على حقيبتك أشياء جوز الهند هذه جعلتنى محبوب جدآ |
| O çok hassas biridir, tatlı yaşlı bir adam. | Open Subtitles | أنه شخص بالغ الحساسية ، رجل كبير في السن محبوب. |
| Son birkaç haftadır, herkes tarafından sevilmek gibi anlamsız bir ihtiyacın olduğunu düşünüp seni eleştiriyordum ama çok yanılmışım. | Open Subtitles | في الاسابيع الماضية كنت افكر فيك بإن فيك هذه الصفة بإنك تريد ان تكون محبوب ، لكنني كنت مخطا |
| Charley Amca'nınkinden daha büyük. Charley çok sevilmez sevilir de, o kadar çok değil. | Open Subtitles | تشارلي ليس محبوباً إنه محبوب و لكنه ليس محبوباً بما يكفي |
| Arkadaşı ise tam tersi nazik ve sevimli. | Open Subtitles | وصديقه على العكس منه محبوب تماما وبه كل الصفات الساحرة المرغوبة |
| Senin bu kadar sevimli olduğuna inanamıyorum. Bu tür düşüncelerinin olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع تصديق كم محبوب أنت أنا لم أعرف بأنه لديك كل هذه المشاعر |
| Neden mi? çünkü ihtiyar onu görmüş ve beğenmiş. O hoş bir çocuk, Joe sevimli. | Open Subtitles | لأن تلك العجوز أحبتك إنه طفل محبوب يا جو |
| Bunu deneyin. Sosyal etkinliklerde popüler olmanızı sağlar. | Open Subtitles | خذ,جرب هذا.هذا سيجعلك محبوب جداً في الوسط الإجتماعي |
| Hâlâ en popüler yüz milyarder arasında yoğum. | Open Subtitles | ما زلت خارج قائمة أكثر مئة بليونير محبوب |
| Ama hayatınızı kurtarabileceğim zaman, birden Bay popüler oluveriyorum. | Open Subtitles | لكن حين أستطيع إنقاذ حياتكم أصبح محبوب الجميع فجأة |
| O çok hassas biridir, tatlı yaşlı bir adam. | Open Subtitles | أنه شخص بالغ الحساسية رجل كبير في السن محبوب |
| sevilmek için, insanlara karşı her gün nazik olmalısınız. | Open Subtitles | لتكون محبوب, يجب أن تعامل الناس بلطف كل يوم |
| Arkadaşları tarafından sevilir, düşmanları bile saygı duyarlardı. | Open Subtitles | محبوب مِن قِبل أصدقائِه، مُحترم مِن قِبل أعدائه |
| Bu sorumluluktan kaçmaktır. Çocuk sevildiğini bilmek istiyor. | Open Subtitles | ذلك تَهَرُّب ، الولد بحاجة أن يعرف أنه محبوب |
| Her şekilde, büyükbaban buradaki emniyet müdürlüğü tarafından epey seviliyor. | Open Subtitles | بأي حال، جدّك محبوب جدّا بمديرية المأمور بالجوار هنا |
| Cumhuriyetçilerin sevgilisi, çocukların eğlencesi Palyaço Krusty. | Open Subtitles | من الجمهوريين، محبوب الأطفال كرستي المهرج |
| Duke Üniversitesi'ne gitmişsin harika bir kadınla evlenmişsin sevecen bir babasın. | Open Subtitles | ،أنّك غطيت تكاليف دراستك ،تزوجت من امرأة رائعة .أنت أب محبوب |
| Hadi söyle. Kaldırabilirim. Düşündüğüm kadar şirin miyim? | Open Subtitles | هيا، تستطيعين أن تخبرني، استطيع تحمل الأمر هل أنا محبوب كما أعتقد؟ |
| Ünlü bir kanun adamısın, halk seni seviyor. | Open Subtitles | وماذا بعد ذلك؟ أنت رجل قانون له صيته وانت محبوب من قبل العامة |
| Çocuklarımız arasında açık ara en sempatik olanı o. | Open Subtitles | إنه دون منازع أكثر طفل محبوب بين أطفالنا. |
| Soğuk hücremde otururken, kendimi çaresiz hissettim, sevilmeyen ve terk edilmiş. | TED | أثناء مكوثي في زنزاتي الباردة، شعرت بالعجز، وبأنني غير محبوب ومهجور. |
| Dışlanmış, düşmüş melek seviliyorsun. | Open Subtitles | أيها المَنْبُوذ، أيها الملاك الهاوي .أنت محبوب |