| editörüm geri çekilmemi söylemişti. | Open Subtitles | كان هذا سبيلي الأخير محرّري أخبرني بأن أتراجع |
| editörüm olayın peşini bırakmamamı söyledi. | Open Subtitles | وافق محرّري على مقال تتبّعيّ، فهل لديك ما تخبرني به؟ |
| editörüm olayı takip etmemi istedi. Bana söyleyebileceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | وافق محرّري على مقال تتبّعيّ، فهل لديك ما تخبرني به؟ |
| editörüm e-posta atmış. | Open Subtitles | تلقيتُ للتوّ رسالة إليكترونيّة من محرّري |
| editörüm bana bir bakış açısı verdi, ben de onun üzerine gittim. | Open Subtitles | محرّري أعطاَني زاويةَ، رَكضتُ مَعه. |
| editörüm istifa etti, kitaplarım eskisi kadar satmıyor. | Open Subtitles | محرّري إستقال وكتبي لم تحقق مبيعات |
| editörüm basmayacak ama internete düşerse... | Open Subtitles | محرّري لن يطبعه. لكن إن حدث وتسرّب عبر الإنترنت... |
| editörüm bir yazıyı istemezse bende bir başkasına başlarım. | Open Subtitles | ينقل محرّري قصةً وأنتقل للتالية |
| Tanrım, editörüm budalanın teki. | Open Subtitles | - يا إلهي، محرّري مثل هذا الأبلهِ. |
| editörüm beni öğle yemeğine çağırıyor. | Open Subtitles | محرّري يَخْرجُ معني للغداء. |
| editörüm daha bugün söyledi. | Open Subtitles | -قد صرّح محرّري بذلك |
| editörüm, Tess'in yayıncısının onu bıraktığını söylüyor. - Bu sen kurgulamadın değil mi? | Open Subtitles | قال محرّري أنّ ناشر (تيس) سيتخلى عنها. |