Size de zahmet verdik be Muharrem... ..ayaklandırdık evi sabah sabah. | Open Subtitles | لا شك أننا أزعجناك يا محرّم أيقظناك قبل طلوع الفجر |
Nasıl olsa siz buradasınız. Ben gecikirsem sen çıkıver Muharrem. | Open Subtitles | لو عدتُ متأخرا تستطيع المغادرة يا (محرّم) |
O'nun zenginlik göstergeleriyle seninki bir mi Muharrem Efendi? | Open Subtitles | هل علاماته للغنى مثل علاماتك يا سيد (محرّم)؟ |
Yönetimden kimseyle işle alakalı olarak iletişime geçemeyeceğini ve Batı Kanadı'na veya EEOB'ye girmenin kanunen yasak olduğunu hatırlatmalıyım. | Open Subtitles | حسنا. أَحتاجُ لتَذكيرك بأنك لا تَستطيعُ التواصل مع أي شخص له علاقة بَالعملِ مِنْ هذه الإدارةِ وأنت محرّم بالقانونِ |
Senin de bildiğin gibi mahkleme kararıyla diğer taraf henüz verilmeyen bu şato... bu şartlar altında ona resmen yasak. | Open Subtitles | كما تعرف لحدّ الآن لَمْ يتم دعوته لأي حفله و، في حد ذاته، محرّم. |
"Kadın Olmanın kuralları" yapay dölleme kesinlikle yasaklanmıştır. | Open Subtitles | "تعاليم النساء" أن الإخصاب الصناعي محرّم بشدة. |
Ayrıca ibadet dışındaki bütün vakitlerinin tasarrufu artık Muharrem Efendi'de, gel gel, git git. | Open Subtitles | ستكون تحت تصرف السيد (محرّم) طول اليوم.. ما عدا أوقات الصلاة.. |
Yani Muharrem Efendi. Canım sen zahmet etme çocuk da yatırır. | Open Subtitles | أعني سيد (محرّم)، لا تهتم بهذا، الفتى يستطيع القيام بهذا |
Muharrem Efendi'nin kimi kimsesi yok. | Open Subtitles | إن السيد (محرّم) وحيد بحياته وبدأ يأخذ بالكبر |
Muharrem Bey sabahları burada oluyor beyefendi. | Open Subtitles | يتواجد السيد (محرّم) هنا فقط بأوقات الصباح سيدي |
Muharrem Bey yok, bir notunuz varsa iletelim? | Open Subtitles | السيد (محرّم) غير موجود هل تريدني أوصل له رسالة؟ |
Bunlar hassas konulardır, Muharrem. Dikkat etmek lazım! | Open Subtitles | هذه مواضيع بالغة الحساسية، يا (محرّم) فانتبه! |
Hayırdır bu vakitte Muharrem kardeş? | Open Subtitles | ما الذي أتى بك هنا في هذا الوقت يا أخ (محرّم)؟ |
Muharrem Efendi, Allah tarafından dergâhımıza gönderilmiş bir hediyedir. | Open Subtitles | لقد جاء السيد (محرّم) إلى هنا كهبة من الله تعالى لنا |
Muharrem Efendi gençliğinden beri buraya gelir. | Open Subtitles | لقد أتى السيد (محرّم) منذ صغره إلى هنا |
Sonra birden aklıma düştü. Şu Muharrem'i de bir ziyaret edeyim, hâlini hatırını sorayım dedim. | Open Subtitles | ففكرت أنني يجب أن أزور عزيزنا (محرّم) |
Ruhban sınıfının kraliyet ailesinden biriyle yatmasının yasak olduğunu biliyorsundur eminim. | Open Subtitles | طبعًا تعلم أن الكهنة محرّم عليهم مواقعة أصحاب السموّ الملكيّ. |
Durun, geçmenin yasak olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | توقّفـوا ! تعلمون أنّه محرّم عليكم العبور |
Çalışma saatleri içinde bana görünebilirsin ama burası yasak bölge. | Open Subtitles | قواعد إجرائية: طاردُني كيفما تُريدُ أثناء ساعات العمل لكن هذا الوقت... محرّم |
Senin sevgin yasaklanmıştır. | Open Subtitles | -محض هراء ! لقد سعيت وراء حبٍّ محرّم |
Artık bu tabu değildi. | Open Subtitles | هو لَمْ يَعُدْ محرّم. |
Sen seferkinden hatırlarsanız, Tollanlar için teknolojimizi daha az gelişmiş kültürlere vermek yasaktır. | Open Subtitles | كما تتذكّر من آخر مرّة أنه محرّم على التولان أن تعطي هذه التقنية إلى الكائنات الأقل تقدماً |