| Demek istediğim, küçümsüyor, her şeyi küçümsüyor her gün haber gündemlerimizde ve görünmez bir halde. | TED | أعني، هذا يصغر كل ما هو على جدول أنباءنا، و هي مختفية عن الأنظار. |
| Beni görünmez kılan bir iksir ile geldi yüzden yeterince uzun bu yüzden geçmiş olsun, içeriden bir büyü, ve darbe onu söylüyorlar. | Open Subtitles | لذا اخترعت جرعة تجعلني مختفية لوقت يكفي كي أستطيع أن أتجاوزهم و أقول التعويذة و أفجّره من الداخل |
| Uçağın uydularımızdan nasıl gizli kalabildiğini bulduk. | Open Subtitles | عرفنا كيف تمكنت الطائرة من البقاء مختفية من أقمارنا الصناعية |
| Telaş içindeki bir kadın mümkün olduğunca gizli kalmak isteyecektir. | Open Subtitles | إمرأة هاربة ترغب بالبقاء مختفية قدر الإمكان |
| Bir sabah kalkmışsın, boyalar dökülüyor, perdeler gitmiş ve su kaynıyor. | Open Subtitles | تستيقظ صباحاً، تجد الطلاء يتقشر و الستائر مختفية |
| Neden kızınızın Kayıp olduğunu bildirmediniz Bay Griesen? | Open Subtitles | ربيتها بمفردك؟ لما لم تبلغ عن ان ابنتك مختفية سيد غريسن؟ |
| Acil Servis'te bulunan iki tane saklı kameramız var. | Open Subtitles | هناك آلتا تصوير مختفية في الغرفة |
| Kasa açılmış ve zümrütler ortada yoktu. | Open Subtitles | الخزنة كانت مفتوحة وقلادة الزمرد كانت مختفية |
| - Eve geldiğimde yoktun. | Open Subtitles | انهمن الطيفُ أَرْجعُ للبيت وأنت فقط مختفية." أماندا" فزعتْ |
| Onların altında bir yerlerde gizliyim. | Open Subtitles | أنا مختفية في مكان ما أسفلها |
| 60 saniyede görünmez olabilir misin? | Open Subtitles | حسنا، يمكنك أن تنقلبي إلى مختفية بعد ستين ثانية |
| Normal gözler için görünmez olabilir ama sizin gözleriniz için olmayacak! | Open Subtitles | ستكون مختفية على العين البشرية عدا عيونكم، لأنّكم تعيرون الإنتباه |
| Sorunumuzun öldürmeye meyilli görünmez bir kız olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | -أعتقدت أن مشكلتنا كانت فتاة قاتلة مختفية |
| Keneler görünmez değildir ki. | Open Subtitles | عدا أن القرادات غير مختفية |
| Sanki, görünmez birisiymişim gibi davranıyorsun. Gözlerim ne renk, Bradley? | Open Subtitles | وقد أكون مختفية بالنسبة لك ما لون عيني يا (برادلي) ؟ |
| O dosyada Pennsylvanialı kızın kaybolup vücuduna gizli bilgiler kaplanarak nasıl silah haline geldiği yazmıyor. | Open Subtitles | لا, ليس هنالك شيء في ذلك الملف يخبرني كيف انتهى الأمر بفتاة مختفية من بنسلفينيا لتصبح سلاحاً مغطى بمعلومات سرية |
| Böyle iyi değil. İçinde gizli kalmış şeyler olabilir. | TED | يمكن لأشياء أن تكون مختفية هناك |
| Onlarca yıldır gizli kaldılar. | Open Subtitles | ، على مدى عقود ظلت مختفية تماماً |
| Tabii, uyanınca tüm kredi kartlarım gitmiş olsun. | Open Subtitles | نعم, أستيقظ وأجد كل بطاقات الإئتمان مختفية |
| İhtiyacımız olan kanıt... çoktan gitmiş olur, tabi hala gitmediyse. | Open Subtitles | الأدلة التي نريدها ستكون مختفية عندما تصدر المذكرة أن لم تكن مختفية من الآن |
| Tara Ricker'ın Kayıp olduğunu öğrenene dek pek ilgilenmemiş. | Open Subtitles | يقول انه لم ينتبه كثيرا حتى سمع ان تارا ريكر مختفية |
| Eğer Christian haklıysa ve karadelikler sessizce oluşuyorsa, o zaman bu kozmik yamyamlar etrafımızdaki geniş alanda saklı olabilirler ve belki bunu asla bilemeyebiliriz. | Open Subtitles | إن كان كريستيان مُحقاً وكانت الثقوب السوداء تتشكل في صمت فقد تكون هذه الأجرام الكونية المتوحشة مختفية حولنا و أمام أعيننا وقد لا ندرك وجودها قطّ |