| İfade verenlerin hepsi o panik anında kimin kime ateş ettiğini görmediklerini söylediler. | Open Subtitles | الجميع يقولون أنهم كانوا مذعورين ولا يعرفون من أطلق على من |
| Bu olmayan sığınaklarda panik olacaktır. | Open Subtitles | فى الخنادق الوهمية سيكون هناك ناس مذعورين |
| korkmuş insanlar sorular soruyorlar. Cevap veremiyorum. | Open Subtitles | أناس مذعورين يطرحون أسئلة لا أستطيع الرد عليها |
| - Onları ölü görmektense korkmuş görmeyi tercih ederim! - Kimse çocuklarımızın incinmesini istemez. | Open Subtitles | ـ أنا أفضل أن أراهم مذعورين لا مقتولين ـ لا أحد يريد الأذي لأبنائنا |
| İkimiz de çok korktuk ve Allan silahını aldı .ona ateş etti, ve... ve o da teknemize çarptı ve Allan'ı suya düşürdü... | Open Subtitles | كنا مذعورين فسحب الين سلاحه واطلق عليه فقام بصدم القارب وسحب الين تحت الماء |
| - Birbirimizden şüphelenmemizi, paranoyak davranmamızı. - Haklı. | Open Subtitles | نبدا بان نصبح قلقين و مذعورين انها علي حق |
| Arkasında güzel bir saat bırakacak kadar paniklemiş. | Open Subtitles | مذعورين بما يكفي لترك قطعة جميلة من المجوهرات وراء. |
| Korfu Yahudi topluluğu üyeleri geldiklerinde çok korkmuşlardı ve Almanlara sunuldular. | Open Subtitles | جاء يهود كورفو وهم مذعورين... وسجلوا أسماءهم للقيادة الالمانية |
| - Evet, sadece çok korktular. | Open Subtitles | نعم بخير ، لكن مذعورين |
| Vermemişler işte, tamam mı? panik içindeler. Herkes aynı durumda. | Open Subtitles | إنهم يكذبون عليك , فهم مذعورين الجميع يحاول الحصول على أي شئ يقع بأيديهم يا أمي |
| Civardaki birkaç rahibi daha aradık ama hepsi haberler yüzünden panik içindeydi. | Open Subtitles | إتصلنا بعدد من الكهنة في المنطقة لكن كانوا كلهم مذعورين بسبب تقارير الأخبار |
| Onlar benim müvekkillerim ve panik içinde aradıklarında telefonun diğer ucunda ben olmalıyım. | Open Subtitles | تعتقد بأنني أجهل ذلك؟ إنهم عملائي، وعندما يتصلون مذعورين |
| Birkaç gün önce sahilde ceset bulunduğundan beri köylülerin hassasiyeti panik raddesine ulaştı. | Open Subtitles | قبل أيام قليلة، منذ أن وجدت تلك الجثة على الشاطئ، مشاعر سكان القرية أصبحوا مذعورين |
| ve 7.5 metre yükseklikten düşmüş... acaip korkmuş 750 insanın önünde. | Open Subtitles | على أية حال ، لقد فوتت الحاجز أو شيء من هذا القبيل ووقعت 25 قدما أمام 750 شخصاً مذعورين بشدة |
| Sabah 3 civarlarında nasıl olduğu anlaşılmaz şekilde uyanıyorlar... endişeli ve korkmuş bir haldeler. | Open Subtitles | ففى حوالى الساعه 3: 00صباحا,هم يستيقظون جميعاً بدون أى سبب ويستيقظون بقلق,خائفين و مذعورين |
| Gerçeği öğrendiğinde bizleri bırakıp gidersin diye korktuk. | Open Subtitles | لم نخبرك بالحقيقة. كنا مذعورين. |
| Üstüne üstlük, benden daha paranoyak bile olabilirler. | Open Subtitles | واللافت، أنه يمكن أن يكونوا مذعورين أكثر مني. |
| Diğerleri de paniklemiş. | Open Subtitles | والبعض الأخر لكانوا مذعورين |
| Zaten çok korkmuşlardı. | Open Subtitles | لقد أصبحوا مذعورين الآن. |
| - Evet, sadece çok korktular. | Open Subtitles | نعم بخير ، لكن مذعورين |