| O davaları kazanmak, paraları almak. Onların suçlu olduğunu biliyorduk. | Open Subtitles | تفوز بتلك القضايا ثم تأخذ المال كنا نعرف بأنهم مذنبين | 
| - Bak. Genelde objektifimdir ama hepsi bana suçlu geliyor. | Open Subtitles | إسمعي، أنا موضوعي في العادة، لكنّهم يبدون لي مذنبين جميعا. | 
| Brian ve arkadaşı bir cinayette ihmalkârlık yüzünden üç hafta evvel suçlu bulundu. | Open Subtitles | براين وصديقه روجر وجدو انفسهم مذنبين بالتهاون في جريمة قتل منذ ثلاثه اسابيع | 
| Sayın mahkeme üyeleri.. bu adamları suçlu bulmak bir suçtur. | Open Subtitles | السادة أعضاء المحكمة إعتبار هؤلاء الرجال مذنبين | 
| Tüm sanıkları suçsuz bulduk. | Open Subtitles | توصلنا ان جميع المدعي عليهم ليسوا مذنبين | 
| ..ya da suçlu bulunmaları durumunda belirlenen para cezasını ödemekle... ..ki öyle olacağından eminim. | Open Subtitles | ودفع أي غرامة إذا كانوا مذنبين وأعتقد أنهم بريئين | 
| Her zaman suçlu veya masum olmasını istediğim insanlar olmuştur. | Open Subtitles | هناك دائماً أناس نريدهم أن يكونوا مذنبين وآخرين أريدهم أن يحصلوا على براءتهم | 
| Jüri suçlu olduğumuz kararını altı saatte verdi. | Open Subtitles | إستغرقت هيئة المحلفين ست ساعات لتصدر الحكم بأننا مذنبين | 
| Jüri suçlu olduğumuz kararını altı saatte verdi. | Open Subtitles | إستغرقت هيئة المحلفين ست ساعات لتصدر الحكم بأننا مذنبين | 
| Birleşik Devletler Denizcisi'ne yakışmayacak davranışta bulunma suçundan mahkeme üyeleri sanıkları suçlu buldu. | Open Subtitles | بتهمة سوء استغلال المنصب كضابط بحري يجد الأعضاء المتهمين مذنبين | 
| Eğer suçlu olmamızı isterseniz, suçlu oluruz. | Open Subtitles | اذا تريدون أن نصبح مذنبين سوف نكون مذنبين | 
| lRA suçsuzluğunu o kadar çok inkar etti ki, şimdi daha da çok suçlu görünüyor. | Open Subtitles | وأمهم الأميركية تنكر الضربات بصوت مرتفع وهذا سيجعلهم يبدون مذنبين أكثر | 
| suçlu olmak daha iyi. Hiç değilse biraz saygı görürsün. | Open Subtitles | من الأفضل أن نكون مذنبين على الأقل سنحصل على بعض الاحترام | 
| suçlu olmak daha iyi. Hiç değilse biraz saygı görürsün. | Open Subtitles | من الأفضل أن نكون مذنبين على الأقل سنحصل على بعض الاحترام | 
| "...ve müdür yardımcısını, insanlık suçundan suçlu buluyoruz." | Open Subtitles | ومساعد السجان .. مذنبين بتهمة جرائم ضد الإنسانية | 
| "...ve müdür yardımcısını, insanlık suçundan suçlu buluyoruz." | Open Subtitles | ومساعد السجان .. مذنبين بتهمه جرائم ضد الانسانيه | 
| ABD aleyhine ahlaki suçlardan suçlu bulundunuz ve ülke sınırları dışında ömür boyu sürgün cezası aldınız. | Open Subtitles | لقد اعتبرتم مذنبين لارتكابكم جرائم فى حق الولايات المتحدة وسوف يتم طردكم من هنا خارج الحدود | 
| Kendilerini suçlu hissediyorlar ve bunları unutmak istiyorlar. | Open Subtitles | و يبدوا أنهم مذنبين جدا وهم يريدون النسيان | 
| Herkesin birer günahkar olduğunu söyleyen, çok okunan bir kitap var. | Open Subtitles | هناك كتاب يقرأه الجميع يخبرنا أن كلنا مذنبين | 
| Söz konusu isyancıların suçu kanıtlanana kadar beklememiz gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن ننتظر حتى يُثبت أن المتمردين مذنبين ؟ | 
| Roma'nın kutsal mallarını çalıp büyük bir günah işlemen dışında... | Open Subtitles | حتى لو لم نكن مذنبين لسرقة الممتلكات المقدسة لروما | 
| Ve bizde en azından o suçu işleyenler kadar suçluyuz. | Open Subtitles | سنكون مذنبين كالذين يرتكبون الجرائم بأنفسهم | 
| - Eğer suçluysak konseye teslim oluruz. | Open Subtitles | (فور) لو كنّا مذنبين سنسلـّم للمجلس، إتفقنا؟ |