İster beğen ister beğenme, haftada bir porselen kapla yemek getireceğim. | Open Subtitles | ترغب في هذا ام لا، سأتي بالعشاء لكم مرة في الاسبوع |
benim vazifem, haftada bir kere, Doğu sokağında yaşayan Rahibe Lassiter, Bledsoe Avenue da yaşayan Rahibe Wıllıamson, ve Oberlin Yolu nda yaşayan Anne Lathers i ziyaret etmekti. | TED | كان واجبي على الاقل مرة في الاسبوع زيارة الام لاسيتر اللتي تعيش في الشارع الشرقي, الام ويليامسن اللتي تعيش في جادة بليدسو, الام لاذر اللتي تسكن على طريق اوبرلين. |
Buna çöp derler, restoranımın önünde birikiyor çünkü sen çöp seferlerini haftada bir güne indirdin! | Open Subtitles | هذه قمامة وهي ملقاة امام مطعمي لأنك قمت بتقليص عمليات النقل الى مرة في الاسبوع |
haftada bir baba olmayı çok seviyorum ama kökümü kurutuyor. | Open Subtitles | أحب أن اكون أباً مرة في الاسبوع ولكن هذا شاقٍ للغاية |
Sekssiz bir ilişkiden daha azı, haftada bir yemeğe çıkmak ve yine seks yapmamaktır! | Open Subtitles | ماذا يكون اقل ارتباطا من عدم ممارسة الجنس العشاء مرة في الاسبوع ومن غير جنس |
Kekleri eşeledin yastıkları fırlattın ve haftada bir yaptığın seksi de düşününce bu küçük mutsuz ağacı buldun. | Open Subtitles | لذا بحثت عبر الكعكات و وسائدك الكثيرة و الجنس مرة في الاسبوع طوال حياتك وصولا إلى اعماقك |
Kadın bu ikisine haftada bir onu becermeleri için para öderdi. | Open Subtitles | هي كانت مسخة هي استخدمت لدفع لهولاء الاثنان لمضاجعتها مرة في الاسبوع. |
Benimle haftada bir pilates dersine gelirsen tüm bu olanları unuturum. | Open Subtitles | سأكون راغبة في نسيان كل هذا اذا وافقتي على ذهابك معي الى بيلاتس مرة في الاسبوع |
haftada bir falan sana kahvaltı hazırlayıp işten döner dönmez yapacak iş verecektim. | Open Subtitles | كنت سأعد لك الفطور مرة في الاسبوع واعطيك اشياء لفعلها عندما تكون ذاهب للعمل |
haftada bir gün dersim var ve haftanın geri kalanında istediğimi yapabilirim. | Open Subtitles | لدي حصة مرة في الاسبوع ومن ثم ارتاح بقية الاسبوع الامر يعود لي ان افعل ما اريد |
Malcolm haftada bir senin maaşın ve market ihtiyaçları ile geliyor. | Open Subtitles | مالكوم يأتي مرة في الاسبوع مع البقالة وراتبك |
"Schmidt sizden haftada bir arkasına güneş kremi sürmenizi isteme hakkına sahiptir." | Open Subtitles | شميت مسموح له أن يطلب أن تدهني ظهره بواقي الشمس , مرة في الاسبوع |
En az haftada bir gittiğinden emin olması... | Open Subtitles | حتى يكون متأكد من زيارته مرة في الاسبوع |
Okuldayken haftada bir. | Open Subtitles | مرة في الاسبوع منذ ان كان في المدرسة |
Judith haftada bir buraya gelmesinde ısrar ediyor. | Open Subtitles | أن (جوديث) تصر أن يأتي الى هنا مرة في الاسبوع |
Hepi topu basit bir futboldu, haftada bir kez oynuyorduk alt tarafı. | Open Subtitles | نحن نلعب مرة في الاسبوع |
Miller diye bir adamdan. haftada bir onunla spor yaparım. | Open Subtitles | من شخص اسمه (ميلر) ادخن معه مرة في الاسبوع |
Dr. Hale bazılarımızı haftada bir evinde ağırlar. | Open Subtitles | الدكتور (هيل) يستضيف بعضاً منا مرة في الاسبوع في منزله |
haftada bir yapmazsam huzursuz oluyorum. | Open Subtitles | أفعلها مرة في الاسبوع |