| Beni ahizeyi yerine koyarken gördü. Bay Poirot, çok korkuyorum. | Open Subtitles | لقد اتى عندما انهيت المكالمة ورآنى , سيد بوارو انا مرعوبة جدا |
| Evet? Yani? Yani, korkuyorum. | Open Subtitles | لذلك أنا مرعوبة أنا واثقة أن بامكانك تقديم النصيحة لي |
| Kulağın biraz ezilmiş ayrıca beni aradığında, sesin çok korkmuş geliyordu. | Open Subtitles | كان لديك كدمات في أذنك و عندما كلمتني , كنتي مرعوبة |
| Korkarım hayır. Aslında, bence, senin durumunda korkuyor. | Open Subtitles | أخشى أنها لن تفعل ، أعتقد أنها مرعوبة مما أصبحتَ عليه |
| Birden uyandım, çok korktum. Senin odanı ararken kayboldum. | Open Subtitles | إستيقظت وأنا مرعوبة لذا حاولت إيجاد غرفتك؛ لكني تهت |
| Kulağa son derece acımasız geldiğini biliyorum ama çok korkmuştum. | Open Subtitles | اعلم ان هذا قد يبدو كالقتل بدم بارد ولكنى كنت مرعوبة جدا |
| Doktorların, hafızasını yerine getirmemiz için çabalamamız gerektiğini söylediğinde dehşete kapıldım. | Open Subtitles | عندما أخبرني الطبيب أنه علينا التعاون معه لاسترداد ذاكرته كنت مرعوبة |
| Çok korkuyorum çünkü dedi ki, eğer güçlerimi kullanırsam bu güçleri engellemek imkansız hale gelirmiş. | Open Subtitles | أنا مرعوبة فقط لأنها قالت أنني إذا استمريت باستخدام هذه القوى عندها سيصبح من المستحيل ايقافها |
| Çok korkuyorum çünkü dedi ki, eğer güçlerimi kullanırsam bu güçleri engellemek imkansız hale gelirmiş. | Open Subtitles | أنا مرعوبة فقط لأنها قالت أنني إذا استمريت باستخدام هذه القوى عندها سيصبح من المستحيل ايقافها |
| Kendimden çok ama çok korkuyorum. | Open Subtitles | لهذا، أُصبحُ خائفة و مرعوبة من نفسي |
| Kendimden çok ama çok korkuyorum. | Open Subtitles | لهذا أصبح خائفة و مرعوبة من نفسي |
| - Ama ben korkuyorum. - Evet, öyle, değil mi? | Open Subtitles | ـ لكني مرعوبة ـ نعم ، أنتِ كذلك |
| O adama yaptığını yapmak için çok korkmuş olmalısın. | Open Subtitles | أعرف إنك مرعوبة جدا لتفعلى بهذا الشخص مافعلتيه |
| Ama sen cehenneme gideceksin. Sen onu öldürürken, o bebek çok korkmuş olmalıydı. | Open Subtitles | يا سيد كاسيتى ,ولكنك ستذهب الى الجحيم هذه الطفلة لابد وانها كانت مرعوبة جدا عندما قتلتها. |
| Arkadaşın o ikisinin toplamından daha fazla korkmuş gözüküyordu. | Open Subtitles | صديقتكِ كانت تبدو مرعوبة عندما رأتهم يُقتلوا معًا. |
| Mızmızlık yaptığından değil, çok korkuyor. | Open Subtitles | ليس من الصعب إرضائها، إنّها مرعوبة. |
| Hayatımda hiçbir zaman öyle bir tutku bulamayacağımdan korktum. | Open Subtitles | كنت مرعوبة أني لن اتمكن أبداً أبداً أبداً من إيجاد هذا النوع من آلام الغامر في حياتي |
| Başlangıçta çok korkmuştum ama sonra her şey yerine oturmaya başladı. | Open Subtitles | لقد كنت مرعوبة فى البداية وبعد ذلك احسست انى بخير |
| - Harika olacak. - Anlamıyorsun ama dehşete düşmüş durumdayım. | Open Subtitles | ـ سيكون الأمر رائعًا ـ أنت لا تفهم، أنا مرعوبة |
| Biliyor musun ilk iş günümde korkudan ölüyordum, gözüm korkmuştu. | Open Subtitles | انت تعلم اول يوم لي هنا لقد كنت خائفة مرعوبة |
| Sudan korkmuyormuş ama üzerine yuvarlanan duvarlardan ödü patlıyormuş. | Open Subtitles | لم تكن تخاف من الماء لكنها كانت مرعوبة من انهيار الجدران عليها؟ |
| Annesi gösteri yapmaktan korktuğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت والدتها انها كانت مرعوبة من الأداء |
| Seni son gördüğümde dehşet içinde kaçıyordun. NasıI oldun? | Open Subtitles | آخر مرة رأيتك فيها كنتى مرعوبة كيف نفعكى هذا العمل ؟ |
| Ve en garip tarafı da buraya, TED'e gelirken dürüst olayım, çok korkuyordum. | TED | و هل تعلمون أن أغرب جزء هو، عندما كنت في طريقي إلى تيد، سوف أكون صريحة، لقد كنت مرعوبة. |
| İyi, ama ürküyorum, çünkü bir ucube olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أجل، لكنني مرعوبة.. لأنني لا أظنك غريبة الأطوار |
| Bu, son derece korkmaya devam etmem gerektiği anlamına geliyorsa bu konuda endişelenme. | Open Subtitles | حسناً، لو أن هذا يعنى أننى يجب ان أكون مرعوبة للغاية، فلا تقلق |
| İyiki ikimiz de buradayız. Aksi takdirde korkardım. | Open Subtitles | انه شيء جيد أننا معا هنا وإلا كنت سأكون مرعوبة |