- Zihinsen sorunları olan insanlara yardım eden bir yer. | Open Subtitles | إنه هذا المكان الذي يستطيع مساعدة الأشخاص ذو مشاكل عقلية |
Değer verdiğim insanlara yardım etmeye çalışıyorum sadece. | Open Subtitles | إنّني أحاول مساعدة الأشخاص الذين أهتمّ بهم |
İnsanlara yardım etmeyi seviyorum. Bana ihityaç duyulduğunu hissetmek uyuşturucu gibi. Buna can atıyorum | Open Subtitles | حسناً ، تروق ليّ مساعدة الأشخاص الشعور بالحاجة هو نقطة ضعفي ، أنا أشتهي هذا |
Öyle sanıyorum ki insanlara yardım etmek amacıyla. | Open Subtitles | الآن , اظن ان ذلك لأنكِ أرد مساعدة الأشخاص. |
- Evet. İşte bu yüzden de bu muayenehaneyi açtım. Böyle hisseden insanlara yardım edebilmek için. | Open Subtitles | لكن هذا هو سبب وضعي لهذه الطريقة, لـ مساعدة الأشخاص مثلي ومثلك |
senin ihtiyaçlarını karşılayamıyorum, önemsediğim insanlara yardım edemiyorum bu aptal barı işletemiyorum | Open Subtitles | لا أستطيع توفير شيء لك, ولا أستطيع مساعدة الأشخاص الذين أهتم لأمرهم، ولا أستطيع جعل هذا المكان الغبي يعمل. |
Hayır, aslında insanlara yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | لا، في الحقيقة أريد مساعدة الأشخاص |
Hasta insanlara yardım edebilirim. | Open Subtitles | أوه , بإمكانى مساعدة الأشخاص المرضى |
Tek istediğim, insanlara yardım etmekti. Korumak. | Open Subtitles | جّل ما أردت فعله هو مساعدة الأشخاص |
Yani Gab gibi insanlara yardım edebilirim. | Open Subtitles | أعني , بإمكاني مساعدة الأشخاص مثل غاب |
Bak tüm saygımla ikimiz de tanıdığımız, değer verdiğimiz insanlara yardım etmeye çalıştık ama iyi sonuçlanmadı. | Open Subtitles | إسمع ، مع كامل إحترامي أنا و أنت ، كلانا يحاول مساعدة الأشخاص الذين يعرفهم و الذين يهتم بأمرهم و لم يعد علينا الأمر بعائد حسن |