| Bu gece orada Eğleniyor gibi görünüyordun. | Open Subtitles | نعم. لقد كنت تبدين مستمتعة في الحفل الليلة. |
| - Pek Eğleniyor gibi görünmüyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنك لست مستمتعة لا أنا مستمتعة , إنها حفلة لطيفة جدا |
| fakat şu an eğleniyorum, yediğim pizza hariç... | Open Subtitles | لكنني مستمتعة بوقتي الآن إلا أنني تناولت البيتزا منذ قليل |
| Zor biri olmak, hoşuna mı gidiyor? | Open Subtitles | هل أنت مستمتعة بذلك؟ أن تكوني صعبة المراس |
| İnanılmaz şekilde eğleniyorsun. | Open Subtitles | أمر لا يصدق إلى أي درجة أنت مستمتعة بذاتك ؟ |
| Hey, en azından o zamanlar için eğlenceli olmamdı gibi görünüyordu. | Open Subtitles | على الأقل كانت تبدو كأنها مستمتعة للمرة الأولى |
| Kalabalık bundan Eğleniyor gibi gözüküyor ve oyuncular bitmesine izin verecek gibi. | Open Subtitles | الجماهير مستمتعة ويبدو أن الامبراطورية ستسمح لهم بالنهاية |
| Seni rahatlamış ve Eğleniyor ve affetme atağına karşı tamamen hazırlıksız görmek oldukça hoş. | Open Subtitles | أوه يا "جاك" حفل العودة هذا رائع لطيف أن أراك مسترخية و مستمتعة بنفسك و غير مستعدة تماما لهجمة غفران |
| Sen nasıIsın, Eğleniyor musun? | Open Subtitles | كيف حالكِ أنتِ، هل أنتِ مستمتعة ؟ |
| Eğleniyor muyuz bari? | Open Subtitles | هل أنت مستمتعة ؟ |
| Eğleniyor musun? | Open Subtitles | هل أنتِ مستمتعة ؟ |
| Çocuklar, eğer size söylemeyi unuttuysam, gerçekten çok eğleniyorum. | Open Subtitles | إن نسيت أن أخبركما لاحقاً فأنا مستمتعة جداً بوقتي. |
| eğleniyorum. Bunu bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا مستمتعة ولا أريد أن اخرب ذلك |
| Anneme dedim ki, "Anne, ben eğleniyorum. | TED | أخبرت والدتي: "ماما، أنا مستمتعة |
| hoşuna gitmedi, değil mi? | Open Subtitles | لا يبدو أنكِ مستمتعة بالفيلم، أليس كذلك؟ |
| Görünüşe göre baya eğleniyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنك مستمتعة |
| Bazı insanlar bunu çok yanlış buluyor ama çok da eğlenceli. | Open Subtitles | - أعتقد ذلك - هكذا هو الأمر، ثقي بكلامي أنا مستمتعة جدَاً مع السيَد سلفيو |
| Buradan çok keyif alıyorum. Müşkül durumumu daha da destansı yapıyor. | Open Subtitles | أنا مستمتعة تماماً هنا فهذا يَجْعلُ معضلتَي تَبْدو واضحة بدرجة أكبر |
| Genelde, bu kızları tanıyarak ve onların varlığının tadını çıkararak vakit geçirdim. | TED | وقضيت أغلب الوقت في التعرف على هؤلاء الفتيات مستمتعة بحضورهن. |
| Gidiyoruz! Eğer zevk duymazsan günah sayılmaz derler. | Open Subtitles | يقولون إنها ليست خطيئة إن كنت غير مستمتعة في ذلك. |
| Çekingen olduğunu kabul etmen çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | أنا مستمتعة أنّك اعترفت لي بخجلك. |
| Gerçekten eğleniyordum. | Open Subtitles | ولكنني كنت مستمتعة حقاً. |
| Çok güzel vakit geçiriyor işte! Tıpkı ilk buluşmamızdaki gibi. | Open Subtitles | مستمتعة بوقتها مثل لقائنا الأول |