Reaksiyonlardan kaçının, tüm ezca ve tıbbi kimya dünyası tarafından fiilen hedef alındığı sorusu aklınızı kurcalıyordur. | TED | و الآن تسأل، ما هو عدد أو الكسر من ردود الأفعال الذي يمكن أن يكون مستهدفًا عن طريق علم الصيدلة، أو كيمياء الطب؟ |
Fakat elbette bu işkence aleti bir intikamla, bu kez her şeyden habersiz halkı hedef alarak geri döndü. | TED | ولكن بالطبع عاد جهاز التعذيب هذا مع الانتقام، مستهدفًا هذه المرة الأناس الآمنين. |
Bir sinagog, projeye katılmayı anında reddetti çünkü dikkatleri üzerine çekmekten ve hedef olmaktan korktular. | TED | كان لدينا كنيس يهودي رفض المشاركة بشكل صريح لأنه يخشى أن يلفت الانتباه ويصبح مستهدفًا. |
Benzer şekilde, bir cami de hedef olmaktan korktu. | TED | بالمثل، كان لدينا مسجد يخشى أيضًا أن يكون مستهدفًا. |
hikâyeleriniz yalanlanıyor, videolarınız görüntüler denizinde kayboluyor, hikayelerinize güvenilmiyor ve hedef gösteriliyorsunuz. | TED | سوف يتم إنكار ما تقوله وتضيع تسجيلاتك وسط الآلاف منها أخبارك لن تكون موثوقة، وستكون مستهدفًا. |
Evet, her ne kadar bu onu hedef haline getirmiş olsa bile. | Open Subtitles | نعم، على الرغم من ان هذا قد جعله مستهدفًا |
Hepsi senin suçun. Oğlumu herkesin önünde suçlayınca onu hedef hâline getirdin. | Open Subtitles | هذا بسببكَ، باتّهامكَ ولدي علنًا، فجعلته مستهدفًا |
Kabini üçümüz için almıştım ama zaman geçtikçe ve "Şüpheli Sıfır" ı bulamadıkça, her zaman bir hedef olacağımı ve senle Michael'ın her zaman tehlikede olacağınızı biliyordum. | Open Subtitles | ابتعت الكوخ لثلاثتنا لكن مع مرور الوقت و عدم قدرتي على إيجاد "المتهم صفر" أدركت أني سأكون مستهدفًا وأنكما ستتعرضان للخطر على الدوام |
Siz... Siz de bir hedef olabilirsiniz, Bay Tanner bu yüzden korunmanız için, buraya ajanlar tahsis ettim. | Open Subtitles | أنت قد تكون مستهدفًا أيضًا يا سيّد (تانر)، |
Klaus, güç sahibi olmak kişiyi bir hedef yapar dostlarının olması da seni savunmasız bırakır, o yüzden seçim yapmalısın derdi. | Open Subtitles | اعتاد (كلاوس) إخباري أن امتلاك القوة يجعل المرء مستهدفًا. التحلي بحلفاء يضعفك، لذا اختَر. |