| Bunlar neydi? Sarı hardal. Sarı hardalın içinde ne var? | TED | كيف كانا؟ مسطردة صفراء. ما الذى كان فى المسطردة الصفراء؟ |
| Daha karmaşık, kültürlü ve anlamlı bir hardal. | TED | مسطردة بمزيد من التعقيد و الثقافة والمغزى. |
| Acı sos için bir otaku var ama hardal için bir otaku yok. | TED | هناك أوتاكو صلصة حارة، لكن لا يوجد مسطردة أوتاكو. |
| Bu arada hünerim için, biftek sosu acı hardal ve üç şişe bira gerekiyor. | Open Subtitles | لمعلوماتك, سحري سيحتاج إلى صلصة اللحم مسطردة حارة و مميزة و ثلاث علب من الجعَّة |
| Tek gereken annenin harika hardalı. | Open Subtitles | كل مانحتاج اليه قليلا من مسطردة ماما المخصوصة |
| Bu benim özel hardalım. | Open Subtitles | الان هذه مسطردة مخصوصة جدا |
| 2 tane Scotty Doubles ve ekstra ballı hardal sosu. | Open Subtitles | سندويتشا "سكوتي" مزدوجي المجتوى مع اضافة المزيد من مسطردة العسل |
| Sarı hardal tohumları, hint safranı ve paprika. | TED | بذور مسطردة صفراء,كركم = زعفران هندى , و فلفل حلو. |
| Mükemmel hardal veya mükemmel olmayan hardal yoktur. | TED | لا توجد مسطردة مثلى و أخرى معيبة. |
| Polis memurunun sosis meraklısı olduğunu anladım çünkü arabama yürüyene kadar nefes nefese kalmıştı ve tabanca kılıfında hardal vardı. | Open Subtitles | لقد أمكنني معرفة أن الضابط يحب النقانق .. لأنه ، حسناً ، أن نفسه كان يتقطع لأتيانه إلي سيارتي فقط ، كما أنه كان لديه علي حافظته مسطردة |
| hardal olmasın mı her zaman ki gibi? 2 tane olsun, lütfen. | Open Subtitles | بدون مسطردة كالعادة اثنين من فضلك |
| Normal bir hardal almak için gelmiştim. | Open Subtitles | انا كان قصدي أشتري مسطردة طبيعية بس لما روحت للبيت... |
| Nasıl yani. Ballı hardal gibi konuşmaya başladın. | Open Subtitles | متقولش ده بدأتُ تتكلم زي "مسطردة العسل" المجنون |
| Çileklere hardal koydu. | Open Subtitles | هناك مسطردة على فراولته |
| Kravatına hardal döktün. | Open Subtitles | هناك مسطردة على رابطة عنقك |
| Çenende hardal kalmış. | Open Subtitles | هناك مسطردة على ذقنك |
| Bu arada, üstüne hardal dökmüşsün. | Open Subtitles | بالمناسبة بقعة مسطردة جميلة |
| Çünkü burnunuzda hardal var. | Open Subtitles | لأن لديك مسطردة على أنفك |
| İngiliz hardalı var mı? | Open Subtitles | فراولة ـ هل عندك مسطردة إنجليزية؟ |
| Suyum ve hardalım var. | Open Subtitles | -إذاً لدي الماء أو مسطردة |