| Sürekli sorunlar duyuyorum, çözümlerini ise duyamıyorum. | Open Subtitles | ،أسمع مشاكلاً .و لا أسمع حلولاً |
| Evet, burada sorunlar yaşıyormuşsunuz galiba. | Open Subtitles | أجل، يبدو أنكم تواجهون مشاكلاً هنا. |
| Angus ve karısının sorunlar yaşıyor olması boşuna değil. | Open Subtitles | لا عجب أن (أنغوس) و زوجته كانوا يواجهون مشاكلاً. |
| Ama burada duran adam gerçek sorunları olan gerçek insanların hakkını sessizce savunuyor. | Open Subtitles | لكن يقوم هذا الرجل هنا بالدفاع بهدوء عن حقوق الأشخاص الحقيقين الذين يملكون مشاكلاً حقيقية |
| Biz de sorunlarımız olduğunu sanıyoruz. Asıl o ailenin sorunları var. | Open Subtitles | ونعتقد أن لدينا مشاكلاً كما تلك العائلة لديها مشاكل |
| Ama burada duran adam gerçek sorunları olan gerçek insanların hakkını sessizce savunuyor. | Open Subtitles | لكن يقوم هذا الرجل هنا بالدفاع بهدوء عن حقوق الأشخاص الحقيقين الذين يملكون مشاكلاً حقيقية |
| Eğer sorunların varsa, çözmenin başka yolları var. | Open Subtitles | إذا كنتم تواجهون مشاكلاً هناك طرق مختلفة |
| Çok karmaşık bir şey değil ki. Kızınızla olan sorunları kendi annenizle olan sorunlara kadar izleyebilirsiniz. | Open Subtitles | ليس علماً صعباً، مشاكلك مع ابنتكِ قد تكون بالأصل مشاكلاً في علاقتك مع أمكِ |
| Ailesiyle sorunları olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنه يواجه مشاكلاً مع والديه |
| Kızınla olan sorunların kendi annen ile olan ilişkine kadar dayanıyordur. | Open Subtitles | قد تكون مشاكلك مع ابنتك مشاكلاً في علاقتكِ مع أمك سابقاً! |
| Benden daha büyük sorunların var senin. | Open Subtitles | لديك مشاكلاً أكبر منّي. |