| Son derece vahşi olduğunu duydum... horoz dövüşü gibi, ama bunda insanlar dövüşüyormuş. | Open Subtitles | سمعت أنة عـنيف دون مبرر مثل مصارعة الديوك إلا أنها بين البشر |
| Ama horoz dövüşü yasadışı ve ahlaka aykırı bir olay. | Open Subtitles | ولكن مصارعة الديوك نشاطاً غير شرعي وغير اخلاقي. |
| Eminim ki bu bir horoz dövüşü olsaydı ya da baronluk savaşı ya da sen her ne yapıyorsan, haklı olabilirdin. | Open Subtitles | أنا متأكدة لو كانت هذه مثل مصارعة الديوك أو المخدرات أو أيّا من الأشياء التي تقومين بها ستكوني محقه |
| Ama sahip, horoz dövüşü benim hayatım. | Open Subtitles | لكن ، سيدي ، مصارعة الديوك حياتي |
| Sorun yok. Annemle horoz dövüşüne gidebiliriz. | Open Subtitles | يمكنني الذهاب إلى مصارعة الديوك |
| Anne, horoz dövüşü hakkında ne düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أمي ، أعلم شعورك حيال مصارعة الديوك |
| Kramer, horoz dövüşü yasadışı. | Open Subtitles | كرايمر، مصارعة الديوك غير شرعية. |
| horoz dövüşü ringinden. | Open Subtitles | من حلبة مصارعة الديوك |
| horoz dövüşü. | Open Subtitles | عن طريق مصارعة الديوك. |
| horoz dövüşü havyan istismarıdır. | Open Subtitles | (غاري) مصارعة الديوك هي إعتداء صارخ على الحيوان |
| 1521'de bir horoz dövüşüne şahit oldu Filipinlerde, ki hâlâ yasal orada. | Open Subtitles | و لقد شاهد مصارعة الديوك سنة 1521 |
| horoz dövüşüne girdim. | Open Subtitles | -دخلت مجال مصارعة الديوك |