| Ve bize 1.6 milyar dolarlık proje için diyor ki, bir milyar doların kayıt dışı banka hesaplarında izi bulundu. | TED | هو قال ذلك. وهو يقول لنا أن تكلفة المشروع 1.6 مليار دولار ، وقد تم تتبع مليار دولار إلى حسابات مصرفية في الخارج. |
| Vergi verenlerin bir milyar doları, kayıt dışı banka hesaplarına koyuldu. | TED | 1 مليار دولار من أموال دافعي الضرائب لدينا تم ايداعها في حسابات مصرفية في الخارج. |
| Birçok uluslararası banka para transfer şirketlerinin banka hesaplarını barındırmaktan sakınıyor, özellikle de Somali'ye hizmet verenlerin. | TED | الكثير من المصارف العالمية اليوم تتحفظ على استضافة حسابات مصرفية لخدمة تحويل الأموال وخاصة المصارف في الصومال |
| Arthur Tins, izci kolundaki bir baba, 2 yıl kredi kartı dolandırıcılığından yatmış, 6 ay önce şartlı tahliye edilmiş. | Open Subtitles | آرثر تينز ، أب في فرقة الكشافة قضى سنتين في السجن لتزوير بطاقات اعتماد مصرفية أُطلق سراحه منذ ستة أشهر |
| Tek alacağım banka faizi olsa, bir teminat alırdım. | Open Subtitles | إن كنت سأحصل فقط على فائدة مصرفية فأنا أريد الضمانة الكاملة تباً ، مثل شركة التأمين على الإيداع |
| Takibi kolay olacak paraya cevrilebilir banka sertifikalarını da almışlar 10 milyonun üzerinde. | Open Subtitles | كل ما اخذوه قابل للتغيير سندات مصرفية ، أكثر من 10 مليون |
| Hayır, ciddiyim. Ne olağandışı banka kaydı ne de depozito var. | Open Subtitles | أقصد انه لا يوجد سجلات مصرفية غير اعتيادية لا ودائع |
| Kıyı bankalarından bir ya da ikisinde, banka hesaplarına ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | سيحتاج لحسابات مصرفية شركة بعيدة عن الشاطئ أو إثنان |
| Ortağı kredi kartı borcunu ödemeyince, banka peşlerine çok agresif bir takip ajansı takmış. | Open Subtitles | حيث الشريكة لم تدفع فاتورة بطاقة مصرفية والمصرف وضع وكالة الجمع الإنتهاكي على القضية |
| Laf olsun diye bir iş özgeçmişi hazırladım, banka hesapları, ...hatta evvel zaman anlaşma imzalanan kolpa bir maden şirketi bile buldum. | Open Subtitles | جعلته يتوقف عند تاريخ العمل، حسابات مصرفية حتى أن شركة بريطانية للتعدين ستستخدمه كمقاول بأثر رجعي |
| banka hesapları, vergi kayıtları, e-postalar, her şeyi. | Open Subtitles | حسابات مصرفية سجلات الضرائب بريد الكتروني كل شيء |
| İki yıl önce Panama banka skandalında yakalanan NSA lojistik adamını hatırladın mı? | Open Subtitles | ..هل تتذكر رجل وكالة الامن القومى الذى تم القبض عليه فى فضيحة مصرفية منذ سنتين ؟ |
| Paralarımız direk banka hesaplarımıza yatırılır. | Open Subtitles | ولنا بإيداعها برسوم مباشرة في حسابات مصرفية |
| banka hesaplarına bakarsak fazla paraları yokmuş. | Open Subtitles | يحتوي البريد على فواتير كبيرة وحسابات مصرفية صغيرة |
| Bunlar banka kasası gibi yapılır. | Open Subtitles | تلك الأشياء مصنوعة وكأنّها خزانة مصرفية. |
| Ve sahte banka senedi satmak istediğim bu adamlar beni ona götürecek. | Open Subtitles | و أنا أريد بيع مُستندات مصرفية مُزيفة التي سوف تصل لهذا الرجل عن طريق أولئك. |
| kredi kartı numarası yok. | Open Subtitles | ليس هناك رقم بطاقة مصرفية ويحدث موقعه عن بعد |
| Böyle yüklü bir havale için onay almam lazım. | Open Subtitles | حوالة مصرفية بهذا الحجم سأحتاج إلى موافقة |
| - Sen Edith'sin, değil mi? - Arkadaşlarıma Londra'daki bankalarla bağlantım olduğunu söylememi istedi. | Open Subtitles | لقد أخبرنيّ لكيّ أخبر رفاقيّ أنّ لديّ معارف مصرفية في "لندن". |
| Bireysel internet bankacılığı. | Open Subtitles | ودائع مصرفية شخصية على الانترنت,شيكات تحويل أموال |
| Üç CIA hesap numarası vereceğim. Ben malları, sen kodları. | Open Subtitles | سأعطيك أرقام 3 حسابات مصرفية للإستخبارات المركزية و عندما أحصل على البضاعة ، سأعطيك الرموز السرية |
| Hiç kredi kartı kullanmamış, bankadan para çekmemiş, hiçbir finansal aktivitesi yok. | Open Subtitles | لا يوجد شراء عن طريق بطاقة الإئتمان لايوجد تعاملات بنكية لايوجد أي تعاملات مصرفية على الإطلاق |
| bankacılık altyapısı olmayan yerlere, temel bankacılık hizmetlerini götürüyor. | TED | هذه العملية توفر خدمات مصرفية بدائية إلى أماكن لا يوجد فيها بنية تحتية مصرفية. |