Yuvarlak, ama her zaman ortada yok. Bazen aydınlık, bazen karanlık, bazen de ikisi birden. | Open Subtitles | شئ مستدير ولكن ليس دائما متواجد مضئ أحيانا ومعتم أحيانا أو كليهما معاً |
Yuvarlak, ama her zaman ortada yok. Bazen aydınlık, bazen karanlık, bazen de ikisi birden. | Open Subtitles | شئ مستدير ولكن ليس دائما متواجد مضئ أحيانا ومعتم أحيانا أو كليهما معاً |
Görüntünün tamamı aydınlık olduğu için parlak nokta göremedik. Karaciğer hariç. | Open Subtitles | لا توجد مناطق مضيئة لأن الرسم كله مضئ |
Tanrı'nın ışıltılı yüzünü arıyorsun, değil mi, Jean? | Open Subtitles | انت تبحث عن وجه الهى مضئ , اليس كذلك ؟ , جان . |
Floresan " kendiliğinden ışıltılı " demektir. | Open Subtitles | "مشع" تعنى أنه مضئ بذاته |
Üç puan. Bazen aydınlığım, bazen karanlık. Bazen de her ikisiyim. | Open Subtitles | ثلاث نقاط ، أحيانا أكون مضئ وأحيانا معتم ، وأحيانا كلاهما معاً |
Üç puan. Bazen aydınlığım, bazen karanlık. Bazen de her ikisiyim. | Open Subtitles | ثلاث نقاط ، أحيانا أكون مضئ وأحيانا معتم ، وأحيانا كلاهما معاً |
Seni yerinden etmeyim. aydınlık aydınlık burası bak daha güzel. | Open Subtitles | كى لا أجعلك تغادر فراشك المكان هنا مضئ. |
Hem aydınlık hem karanlık bir tarafı olan bir kadın. | Open Subtitles | امرأة بجانب مضئ واخر مظلم |
Oh, burası ne kadar aydınlık. | Open Subtitles | كم هو الجو مضئ هنا |