| Bu bana o yaşamın kütlesel yok oluşlara neden olduğunu öneriyor çünkü bu anti Gaian fikrinin doğasında var. | TED | يوحي هذا إليّ أن الحياة التي تسبب هذه الانقراضات الجماعية ولأنها قامت بذلك فهي بالوراثة مضادة للغايا. |
| Ufak bir anti madde patlaması kimsenin canını yakmaz. | Open Subtitles | قليلاً من انفجار المادة المضادة لن يؤذي أي أحد مادة مضادة ؟ |
| Yüzbaşı, ısıya dayanıklı çadırlar ve taşınabilir serinleticiler gönderiyoruz. | Open Subtitles | كابتن ، سنرسل إليكم خيام مضادة للحرارة ووحدات تبريد محمولة |
| Saçması bir çelik yeleği yastıkmış gibi deler geçer. | Open Subtitles | يمكنها أن تخترق سترة مضادة للرصاص بكل سهولة وكانها مخدة نوم |
| Acaba onlari HIV gibi bir antikor olmadiklarina ikna etsek nasil olurdu? | TED | ماذا لو أمكننا تسخيرهم وإقناعها ألا تكون مضادة للأجسام تسبب شيئا كفيروس نقص المناعة المكتسبة؟ |
| Öte yandan kanser önleyici ortamlarınız da var. | TED | و يمكن أن تكون بيئة مضادة للسرطان أيضا. |
| Bir organizma hasta olduğunda hastalıkla savaşması için antikorlar yaratır. | Open Subtitles | عندما يمرض أحد الأعضاء, يقوم بتطوير أجسام مضادة لذلك المرض. |
| Peki anti balistik koruma kulelerin ne alakası var? | Open Subtitles | ماذا يفعلون بأبراج مضادة للقذائف البلاستيه ؟ |
| Düzenlenmiş oranlarda kullanıldığında anti viral özellikler, yağmur ormanlarında eşsizdir. | Open Subtitles | عندما يتم تجهيز الطبخة تماما تكون لها خصائص مضادة للقيروسات غير موجودة فى الغابات الاستوائية |
| Barmende anti bakteriyel mendil yoktur herhalde değil mi? | Open Subtitles | انا لا افترض ان النادل معه اى مناديل مضادة للبكتريا |
| Bu madde ve anti madde saf enerjiden oluştu. | Open Subtitles | هناك مادة، ومادة مضادة تُنتج من الطاقة الصافية |
| Lütfen bana Oyuncak Ördek'inde bir anti deprem aleti olduğunu söyle. | Open Subtitles | ايها الرأس المسطح أخبرني بأن درعك ربر داكي لديه أداة مضادة للزلازل مبنية بداخله |
| Genelde terle çıkmasın diye suya dayanıklı mürekkep kullanırlar. | Open Subtitles | حسناً، أغلب الأحيان يستخدمون مادة مضادة للماء حتى لا تزول عندما تتعرق |
| Endüstriyel seviyede gerilim koruyucuları ateşe dayanıklı köpükler. | Open Subtitles | لدينا صناعه محسنه كاتمات اندفاع رغوة مضادة للحريق |
| Aşınmaya dayanıklı, su geçirmez zamansız oldukları kadar, pek çok farklı yerde giyilme garantisi de var. | Open Subtitles | مقاومة للخدش، مضادة للماء ضمانها مدى الحياة |
| Neden her zaman çelik yelek giydiğini şimdi anlıyorum. | Open Subtitles | فهمت تماما الآن لماذا يلبس دائما هذه السترة مضادة للرصاص |
| Bu, vücudun HIV antijenlerine karşı antikor üretme reaksiyonu. | TED | وهذا هو رد فعل الجسد في إنتاج أجسام مضادة لصد فيروس نقص المناعة البشرية. |
| Yanmayı önleyici kıyafetlere ihtiyacı var. | Open Subtitles | هو يحتاج لملابس بيضاء ضيقة مضادة للاحتراق |
| Bunları spesifik antikorlar ile zayıflatırsanız, grip virüsünün bütün çeşitlerini de elimine etmiş olursunuz. | TED | فإذا أمكننا عرقلة طريقهم بأجسام مضادة متخصصة, يمكنك إبطال عمل كل فصائل الفيروس. |
| Ve doğal olarak doktorlar, mantarları öldürmek ve üremelerini önlemek için anti-mantar ilacı verdiler. | Open Subtitles | وعادةً يكون لدى الأطباء أدوية مضادة للفطريات، تقوم بقتلها وتسمح لحالتهم بالتحسن |
| Bunları normal kıyafetlerle yıkarsak, onlar da Kurşun geçirmez olur mu? | Open Subtitles | اذا غسلت هذا الشيء مع الملابس العادية هل ستبقى مضادة للرصاص؟ |
| Başla! Yeni, kaygı giderici ilacımız Delatrex için bir deneme süreci başlatıyoruz. Ve bu konuda görüşlerine başvurabileceğimiz doktorlar arıyoruz. | Open Subtitles | نبدأ محاكمة لمروجي عقارات مضادة للأرق ونبحث عن بعض نتائج الأطباء |
| Bilim adamlarımız annenin Bilgisayar'ı bastıracak bir cihaz kullandığını ve karşı tedbirlerin var olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | علمائنا يعتقدون أن أمك استخدمت جهاز إخماد لتعطيل فاعلية التداخل لهذا يمكن أن يكون هناك تدابير مضادة |
| McKinley Lisesi'nin ilk anti-mezuniyet balosu başlasın. | Open Subtitles | فل تبدأ أول حفلة مضادة للحفل الراقص لأول مرة |
| Mesela, terörizm neredeyse hiç olmasaydı, terör karşıtı önlemlerin etkinliğini ölçmek zorlaşırdı. | TED | لو، على سبيل المثال، الإرهاب لا يكاد أن يحدث، من الصعب حقا الحكم بفعالية على ترتيبات مضادة للإرهاب. |