| "Tüfeğimi onun mutfağında bıraktım. | Open Subtitles | ألقيت بندقيتي في مطبخه معتقدا بأنها لم تكن محشوة |
| Yetkililer, George Sutter'ı evinin mutfağında bulduğunda olayı örtbas etmek için hiçbir girişimde bulunmamıştı. | Open Subtitles | المسؤولون وجدوا جورج ستر في مطبخه , لايخفي سعادته |
| Bu adam mutfağında el yapımı patlayıcı fabrikası olduğu için tutuklamış. | Open Subtitles | هذا الشخص ألقى القبض عليه بسبب إيجاد عبوة ناسفة للتفجير داخل مطبخه. |
| Dedemin mutlu mu mutlu evine hoşgeldiniz. Onun kanepesi, onun mutfağı. | Open Subtitles | أهلاً بك في منزل جدّي السّعيد جدًّا، هاهي أريكته، هاهو مطبخه. |
| Ayrıca, sütten kesilmiş olduğu için, Prens'in tüm yemeklerinin hazırlandığı kendisine ait bir mutfağı var. | Open Subtitles | كما يملك الأمير مطبخه الخاص حيث تجهز به جميع وجباته الآن بما انه مفطوم من الأم جاك |
| Bir keresinde mutfak lavabosunda boğulan bir adama otopsi yapmıştım. | Open Subtitles | ذات مرة أجريت تشريحاً على رجل غرق في حوض مطبخه |
| İngiltere'de Heston Blumenthal adında biri de kendi öncü mutfağını oluşturdu. | TED | ورجل في انجلترا يسمى هيلسون بلومينثال, طور مطبخه الطليعي الخاص به. |
| FBI, mutfağında TheScrubJay'i öldürmek için kullandığı zehirin izlerini buldu. | Open Subtitles | وجدت المباحث الفيدرالية آثار للسم الذي قتل (سكربجاي) في مطبخه |
| Bu sabah, 2:30'da Wade Steiner kendi mutfağında saldırıya uğradı. | Open Subtitles | (صباح اليوم, (وايد ستينر تعرض للهجوم في مطبخه |
| O keneotunu mutfağında pişirmiştir. | Open Subtitles | ربما طبخ ذلك (الريسين) في مطبخه |
| Bay Lampard sizi mutfağında görmek istiyor. | Open Subtitles | السيّد (لامبارد) يرغب برؤيتك في مطبخه. |
| - mutfağında. | Open Subtitles | في مطبخه |
| Ricky, Broast ev kadar güvenlidir. mutfağı temizdir, gidin bakın. | Open Subtitles | ريكي بورست) أمين كالمنازل) إنه يبقي على مطبخه نظيف جدًا، إذهب وإلقِ نظرة |
| Üstelik mutfağı... Mükemmel. | Open Subtitles | و مطبخه إنه مثالي |
| Her restoranın mutfağı vardır. | Open Subtitles | لكل مطعم مطبخه |
| mutfak penceresi tam yatak odamın karşısında. | Open Subtitles | نافذة مطبخه تُطلّ على الجانب الآخر من غرفة نومي. |
| - Giysinin üzeri Fransız dalgıcı mutfak katında sayıklarken bulduğumda bir benzin tabakasıyla kaplıydı. | Open Subtitles | - البدلة غطّيت في الفلم النحيف ofoil، كما كان diverwhen الفرنسي وجدته كذب هاذي على مطبخه foor. |
| 15 yıldır ona mutfak penceresinden bakıyormuş. | Open Subtitles | كان يحدق إليها من مطبخه منذ 15 عاماً |
| Görünüşe göre, biri mutfağını sahte kimlik fabrikasına dönüştürmüş. | Open Subtitles | يبدوا أن شخصا ما قد حوّل مطبخه إلى مختبر للهويات المزيفة |