Gelmiş geçmiş en iyi geceydi. Kahkahalar yağıyordu, aynı nisan yağmuru gibi. | Open Subtitles | لقد كانت أفضل لليلة على الإطلاق والضحك يجري مثل مطر شهر أبريل |
Madam, amacım işinize burnumu sokmak değildi. Sadece dün geceki yağmuru soruyordum. | Open Subtitles | مدام لم أقصد الإزعاج كنت أسأل عن مطر بالأمس |
O gece bir meteor yağmuru beklendiğini söylemiş miydim? | Open Subtitles | وذَكرتُ بأنّهم يَتوقّعونَ زخّات مطر نيزكِ لذلك المساء؟ |
Bu bölgede ne kullanabiliriz, biraz Yağmur mu? | Open Subtitles | - رجل! ما نستعمل حول هنا، مطر صغير؟ |
Tavuk kümesinde yağmur yağıyor galiba. | Open Subtitles | يبدو ان هناك مطر فى حظيرة الدجاج |
Bir bahar yağmurunda bırakıp beni Bir bahar yağmurunda geri döndün | Open Subtitles | تركتني في مطر الربيع، وعُدت في مطر الربيع. |
yağmura yakalanacağız diye korkmuştum, fakat hava iyi olacak gibi. | Open Subtitles | كنت أخشى أنه لربما لدينا مطر لكن, يبدو أن كل شيء على ما يرام |
Dün gece yağmurdan dolayı, bu yol oldukça kayganlaşmıştı. | Open Subtitles | الطريق كان أملس جداً .من مطر الليلة الماضية |
Çünkü bahar yağmuru kokun lağım ve fare pisliğini bastırıyor. | Open Subtitles | لأنه تفوح منك رائحة مطر الربيع الخاصة بالغسيل مع رائحة مياه الصرف الصحي وفضلات الفئران |
2004'te Ateş yağmuru sırasında sen hala Bahri İstihbarat'ın başındaydın. | Open Subtitles | كنت لاتزال رئيس الاستخبارات البحرية في 2004 عندما حدثت عملية مطر النار |
Gökyüzünde bulut yokken yağmuru hissedeceksin. Nefreti, eğlenceyi ve acıyı hissedeceksin. | Open Subtitles | مطر بينما لا يوجد سحاب بالسماء ستشعر بالغضب والسرور والألم |
Sıkboğaz etmek, kardeş, çikolata yağmuru. | Open Subtitles | صعق، صاح، مطر شكولاتة استخدام طلاء كهربائي |
Tüfek mermileri metal yağmuru tabakası gibi savaş meydanına çılgınca yağarak sağda solda ne kadar adam varsa acımadan öldürür. | Open Subtitles | كرات البندقية تعبر الميدان تمزق مثل مطر معدني تقطع الرجال يسار ويمين دون رحمة |
Aşkın yağmuru ıslatacak Kalpleri ve bedenleri | Open Subtitles | مطر الحبِّ سَيُنقّعُ القلوب والأجسام |
İngiltere' de sağanak Yağmur mu? | Open Subtitles | مطر غزير في انجلترا ؟ |
Yağmur mu? | Open Subtitles | مطر ؟ |
- Yapma! Kulağıma işe de yağmur yağıyor de bari. | Open Subtitles | -هيا، الآن ستتبول على أذني وتقول لي إنه مطر |
Ahmak ıslatan yağmurunda trafiği kitlenen bir şehirde yedi günlük sağanak yaşamak mı? | Open Subtitles | في المدينة التي تنهار إلى طريق مسدود أكثر من رذاذ مطر خفيف، ناهيك عن سبعة أيام من هطول الامطار ؟ |
Ritimlerini artırdıklarında ise, yağmura dönüşürler yavaşça. | Open Subtitles | و بينما هي تتراقص فوقنا تتحول تدريجياً إلى قطرات مطر |
Bu adam ufacık bir yağmurdan korkuyor olamaz. | Open Subtitles | هذا الرجل لا أوشك أن يترك a مطر صغير يتوقّفه. |
Johnny Rain Cloud burada değil, ama bu olmayacak. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون غيمة مطر هنا , لكن هذا لن يحدث |
Fakat orman alanlarının dışında yağmurun son derece seyrek yağdığı kıtaların orta bölgelerinde çok farklı bir arazi yapısı mevcuttur. | Open Subtitles | ,ولكن بعيدا عن الغابات في وسط القارات حيث ليس هناك مطر ,أو هناك مطر قليل .حيث هناك أقاليم صعبة للغاية |
Dün gece yağan yağmur izlerin çoğunu silmiş. | Open Subtitles | ما عدا ذلك، مطر ليلة أمس ما تركنا كثير للإستمرار. حسنا، يمضي، سكولي. |
En hafif yağmurda veya buğuda bile her damlayı emerler. | Open Subtitles | أقل مطر أو رذاذ تمتصّ كل قطرة منه |
"Tatlı bir yağmurdur müzik | Open Subtitles | " الموسيقى مطر عذب " |
"Son görüldüğünde dirsek ve omuzlarında deri yamalar olan bir ceket giyiyor ve bir yağmurluk taşıyormuş." | Open Subtitles | و قد شوهد آخر مره و هو يرتدى " جاكيت من التويد به رقع جلديه على الأكتاف و المرافق " و يحمل معطف مطر |
- Pompeii bu kızgın kül yağmurlarıyla yerle bir oldu, biliyorsunuz. | Open Subtitles | - تدمرت بفعل مطر .. -مثل هذا ؟ |
Bu antik ve çorak toprağa hemen hiç yağmur yağmıyor. | Open Subtitles | قديمة وقاحلة،لم تسقط تقريبا قطرة مطر على هذه الأرض |