|    Sonra internete girdim ve tüm dünyada aynı semptomlarla yaşayan, aynı şekile izole olmuş, aynı şekilde inanılmayan binlerce insan buldum.     | TED |     ثم هرعت للإنترنت ووجدت آلاف الأشخاص حول العالم يعانون نفس الأعراض، معزولون مثلي، مثلي لا أحد يصدقهم.     | 
|    Müthiş izole edilmiş, tamamen korunmuş.    | Open Subtitles |     سيكونون معزولون بشكل مثالي، ومحميين بشكل نهائي    | 
|    - Bir şey olmaz, izole hâldeyiz. Onu yeniden çalıştıracağım.    | Open Subtitles |     لا يَهُم، نحن معزولون سأقوم بتشغيلها مجدداً    | 
|    Daha önemlisi, o bölgede mahsur kalan sürüyle insan var.    | Open Subtitles |     لكن الأهم من ذلك.. هناك اناس كثيرون معزولون يعيشون في المنطقة    | 
|    Dağların tepesinde mahsur kalsalar da... etkilerimizden kurtulmuş değiller.    | Open Subtitles |     بالرّغم من أنهم معزولون على قمم الجبل، هم غير محصّنون ضدّ نفوذنا.    | 
|    Binadaki bütün ısı yalıtımlı boruları şematik olarak göster.    | Open Subtitles |     قومِبالمسحالتخطيطي... أنهم معزولون يجبأنتتنشرالحرارةبكافةأرجاء المبنى.    | 
|    Havalandırma, yalıtımlı değil mi?    | Open Subtitles |     منافذالتهوية... هم معزولون أليس كذلك ؟    | 
|    Üstte izole ama altta bağlı.    | Open Subtitles |     معزولون في الأعلى لكننا مرتبطون في الأسفل.    | 
|    Üstte izole ama altta bağlı.    | Open Subtitles |     معزولون في الأعلى لكننا مرتبطون في الأسفل.    | 
|    Dünyanın geri kalanından ekonomik olarak izole edilmiştik.    | Open Subtitles |     .نحن اقتصاديا معزولون عن بقية العالم    | 
|    Amacı şu, izole edilmiş durumdalar, yalnızlar ve unutuldular.    | Open Subtitles |     الهدف هو أنهم معزولون ولوحدهم منسيون    | 
|    Amacı şu, izole edilmiş durumdalar, yalnızlar ve unutuldular.    | Open Subtitles |     الهدف هو أنهم معزولون لوحدهم ومنسييون    | 
|    Sürekli izole edilmeleri gerekiyor.    | Open Subtitles |     يجب أن يكونوا دائمًا معزولون.    | 
|    Hayır. Sanki mahsur bırakılmış gibiyiz.    | Open Subtitles |     بدا الأمر و كأننا معزولون تمامًا    |