Ajan Rossi, Benimle harcadığınız her dakika kızın onunla geçirdiği bir dakikadır. | Open Subtitles | ايها العميل روسي,كل دقيقة تمضيها معي هي دقيقة اخرى تمضيها هي معه |
Benimle birlikte olmak için tek şansın, baygın olduğum zamandı. | Open Subtitles | الفرصة الوحيدة التي كانت لديك معي هي عندما كنت غير واعية |
Benimle konuşmuyor, bana bakmıyor. | Open Subtitles | هي لاتريد ان تتحدث معي هي لاتريد ان تنظر الي |
Sende Benimle çıkmanın tek yolunun kafama bir çanta geçirmem ve ağzımı bantlamam olduğunu söyledin böylece ne suratıma bakmak ne de sesimi duymak zorunda kalacaktın. | Open Subtitles | أنت قلت بأنه الطريقة الوحيدة لتتسكع معي هي أن يكون وجهي مغطى بكيس وعلى فمي شريط لاصق |
Açık olmak gerekirse, Benimle iş yapmanızın tek olumsuz yanı bu piyasadaki tüm alıcıları henüz tanımıyor olmam. | Open Subtitles | خلاصة الموضوع، أن معضلة العمل معي هي أني لاأعرف العديد من الباعة ، بعد |
Benimle herhangi bir konuda konuşacakları yaştalar ve bu oldukça garip. | Open Subtitles | هم في ذلك العمر عندما تكون أي نوع محادثه معي هي من النوع المحرج |
Benimle yatmak aidat ödemek gibi mi? | Open Subtitles | ممارسة الحب معي هي بمثابة واجب بالنسبة لك؟ |
Ve Benimle yatmasının tek yolu, senin seks kölesi olduğunu söylemen. | Open Subtitles | والطريقة الوحيد التي تجعلها تمارس الجنس معي هي أن تقولي انك كنت بائعة هوى. |
Ama bunu 5000 defa yaptığın zaman, Benimle seks yapmanın sefil, ağır iş koşullarını azaltmanın tek yolu olduğunu anlayacaksın. | Open Subtitles | ولكن عندما تفعلين هذا 5000 مرة ستجدين أن ممارسة الجنس معي هي الطريقة الوحيدة التي ستخفف مشقة وجودك |
Herkese söylerim ve herkes Benimle dalga geçer, yaşamak için yemem, yemek için yaşarım | Open Subtitles | أنا أخبر الجميع... النكتة مع الجميع و معي هي: أنا لا آكل لأعيش بل أعيش لآكل. |
Görüyor musun o da Benimle olmak istemyor. | Open Subtitles | أرأيت, لا تريدُ أن تكون معي هي الأخرى |
Eğer Lin Benimle konuşmuyorsa, annesi konuşur. | Open Subtitles | ان لم تتحدث معي لين ربما تتحدث معي هي |
Normal hayatı Benimle beraber olan hayatı. | Open Subtitles | حياتها معي هي روتينها المعتاد |