| Tamam. İlk soru: Hiç ünlü biriyle yattınız mı? | Open Subtitles | حسناً، السؤال الأول، هل نمت مع إحدى المشاهير؟ |
| Bu çizgiyi doğru tutarak, bütün kesirleri tamsayılardan biriyle eşleyebiliriz. | Open Subtitles | بشدّ هذا الخط باستقامة، يمكننا مطابقة كل كسر مع إحدى الأعداد الصحيحة. |
| Öyle bir şey değil. Yarışmacılardan biriyle birlikte oldum. | Open Subtitles | ليس شيئاً كهذا لقد فعلتها مع إحدى المتسابقات |
| Peter'in bir kampanya çalışanı ile ilişkisi hakkında bir gazeteci tarafından sorgulandım. | Open Subtitles | لقد قابلتُ صحفية بسبب موضوع علاقة بيتر الغرامية مع إحدى متطوعات حملته |
| bir ara, MR makinesinin içindeki çocuğunu bekleyen bir annenin yanındaydı. | TED | لقد كان مع إحدى الأمهات اللاتي ينتظرن طفلهن ليخرج من التصوير المغنطيسي. |
| Ofis, bir okulla çalışıyordu ve okulun eski Viktoryen tarzda bir binası vardı. | TED | كان المكتب يعمل مع إحدى المدارس، وكان لديهم مبنى مدرسة فيكتوري قديم. |
| Biliyor musunuz şimdi gidip şu liselilerden biriyle konuşacağım. | Open Subtitles | أتعلمون ؟ سأذهب وأتحدث مع إحدى فتيات الثانوى هؤلاء |
| Bizden büyük kızlardan biriyle konuşacak olursam, söze nasıl gireceğim? | Open Subtitles | عندما أتحدّث مع إحدى هؤلاء الفتيات الكبيرات. ماذا أقول؟ |
| Başkan, onu Altı'lardan biriyle Caprica'da görmüş. | Open Subtitles | لقد رأته الرئيسة مع إحدى نماذج السيلونز السادسة |
| bir keresinde azgın kızlardan biriyle çıkmıştım, aramızda ciddi bir şey yoktu sadece eğlenip gülüyorduk. | Open Subtitles | خرجت ذات مرة مع إحدى الفتيات لم تكن علاقة جادة لقد كنا نمرح وحسب |
| Birşey yaparken beni gören veya yardım ettiğim ailelerden biriyle konuşan biri | Open Subtitles | شخص رآني أفعل شيئاً ما أو شخص تحدث مع إحدى العائلات التي ساعدتها |
| Biliyorsun, ortaklarından biriyle kuliste biraz lafladık. | Open Subtitles | أتعلمين؟ لقد تجاذبتُ أطراف الحديث مع إحدى مساعديكِ وراء الكواليس في الغرفة الخضراء |
| - ...ama sonunda arkama baktım ve o gitmişti. - Şu anda iç çamaşırlı futbolculardan biriyle yatıyor... - ...olabileceğimden sana bahsetmiştim değil mi? | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ أنه يفترض بي أن أمارس الجنس مع إحدى لاعبات كرة القدم في هذه الأثناء |
| İngilizce öğretmeni, hani senin şu mükemmel sandığın öğrencilerinden biriyle ilişkisi var. | Open Subtitles | أستاذ اللغة الإنجليزية؟ الشخص الذي تعتقدين أنه رائع للغاية لديه علاقة مع إحدى طالباته |
| Peki Dekan babamın öğrencilerinden biriyle ilişkisi olduğunu öğrense ne yapardı? | Open Subtitles | وماذا قد يحدث برأيكِ لو علم العميد أن أبي أقام علاقة غرامية مع إحدى طالباته؟ |
| Başka bir hastam da, (halen Charles Lullin gibi), bazı görüntüler görüyordu. Gördüğü şeyler rahatsız edici olabilirdi. | TED | مع إحدى مرضاي الاخرين.. و كانت ايضا ترى بشكل بسيط كانت الهلاوس التي تراها مزعجة الى حد ما. |
| bir arkadaşıyla birlikte... ...Paris'te bir vintage dükkanına gidiyor. | TED | تذهب إلى متجر الأزياء العتيقة هذا في باريس مع إحدى صديقاتها. |
| Biyolojik olarak, bir hatunla yataktaydım. | Open Subtitles | حيوياً، لقد كنت في السرير مع إحدى النساء |
| Geceyi, gösteriden bir kızla geçirmen gerekmez miydi? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تقضي ليلتك مع إحدى العارضات |
| Sana anlatmam gerek tatlım, sikimdirik teorilerinle bir daha geldiğinde, bunu kullanabileceğim bir kanıt bulana kadar kendine sakla. | Open Subtitles | إسمعي يا عزيزتي، إن جئت مجدداً مع إحدى نظرياتك السخيفة إحتفظي بها لنفسك حتى تحصلي على دليل حسي |