| Her yıl anma günü yaklaştığında muhabirler arayıp, babamdan röportaj talebinde bulunurlardı. | Open Subtitles | مع اقتراب ايام ملخص الاحتفال... كان الصحفيون يتصلون مع ابي , لاجراء مقابلة معه |
| Her yıl anma günü yaklaştığında muhabirler arayıp, babamdan röportaj talebinde bulunurlardı. | Open Subtitles | مع اقتراب ايام ملخص الاحتفال... كان الصحفيون يتصلون مع ابي , لاجراء مقابلة معه |
| Kanlı Ay yaklaşırken Augsburg halkına küçük bir dedikodu yaydım. | Open Subtitles | مع اقتراب ''قمر الدم''، نشرتُ شائعةً ''صغيرة بين سكّان ''أوغسبورغ |
| Ölümü yaklaşırken onunla her gün birkaç saat geçirmen gerekecek. | Open Subtitles | ستضطرين لقضاء عدة ساعات معه مع اقتراب موته |
| Düğünün yaklaşmasıyla birlikte Miranda New York'ta bekarlık zillerinin sesini duyanların yaptığını yaptı. | Open Subtitles | مع اقتراب حفل الزفاف، سقطت ميراندا فريسة لأغنية صفارات الإنذار لحدث الفردي. |
| Alaska'da kışın yaklaşmasıyla birlikte yiyecek bulmak gitgide zorlaşır. | Open Subtitles | مع اقتراب فصل الشتاء في ألاسكا سيصعب إيجاد الطعام تدريجيا |
| Yaklaşan fırtına bulutları ekibi geri çektiriyor. | Open Subtitles | مع اقتراب الغيوم العاصفة، يضطر الفريق للتراجع. |
| Tanıklar, Stannis'in ordusu yaklaşmasına rağmen başından ayrılmadığını belirtiyor. | Open Subtitles | شهود ذكروا انك رفضت مغادرة سريره حتى مع اقتراب جيش (ستانيس) |
| Doğumun bu kadar yaklaşmışken bunlarla canını sıkmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب في أن أثقل عليكِ بأفكاري خاصة مع اقتراب اليوم الموعود |
| Naum yaklaştığında da onu durdurup ona, arabanın bozulduğunu söyleyeceğiz. | Open Subtitles | (مع اقتراب (نعوم، سنقوم باعتراضه ونخبره بأن السيارة قد تعطّلت |
| Almanlar yaklaştığında, Florence'ın takımına tahliye emri verildi. | Open Subtitles | مع اقتراب الألمان أًُمرت (فلورانس) وفريقها بإخلاء المكان |
| Malibu bu kadar yaklaştığında her şeyin olması mümkün. | Open Subtitles | مع اقتراب ( ماليبو ) بهذا الشكل اي شيئ ممكن ان يحدث |
| Üç hafta sonraki seçim yaklaşırken, Başkan tam anlamıyla kampanyasına odaklandı. | Open Subtitles | مع اقتراب انتهاء الانتخابات بعد 3 أسابيع يعمل الرئيس بحملته الرئاسية على قدم وساق |
| Bana sorarsan bu durumu kendi başına iş açacak özellikle şerif seçimleri yaklaşırken. | Open Subtitles | أعني أنك إن طلبت رأيي فسيكون هذا عائقاً حقيقياً خاصةً مع اقتراب السباق على منصب المأمور وما إلى ذلك |
| Annesinin Yaklaşan duruşması ve babasının şirketinin serbest düşüşüyle analistler genç Queen'in ne planladığını merak ediyor. | Open Subtitles | مع اقتراب محاكمة والدته، وتراجع شركة والده المستمر، المحلّلون يتسائلون ما الذي يخطط لفعله سليل عائلة (كوين)." |
| Tanıklar, Stannis'in ordusu yaklaşmasına rağmen başından ayrılmadığını belirtiyor. | Open Subtitles | وقال الشهود أنك رفضت مُبارحة فراشه -حتى مع اقتراب جيش (ستانيس .. |
| Doğumun bu kadar yaklaşmışken bunlarla canını sıkmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب في أن أثقل عليكِ بأفكاري خاصة مع اقتراب اليوم الموعود |