Devlet Su İşleri'nden gelen arkadaşlarla konuşuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت اتحث مع الأصدقاء من مجلس المياه من المحتمل ان تكون طحالب |
Yazmalıyız, okumalıyız ve arkadaşlarla takılmalıyız. | Open Subtitles | كنا نظن بأننا فقط للكتابة والقراءة والتسكع مع الأصدقاء |
Şu arkadaşlarınızla ayrıldığınızdan beri doğru dürüst bir huzura kavuşamadınız. | Open Subtitles | لم تحصلي على دقيقة سلام منذ تأسيسك لشركة مع الأصدقاء |
O gün, o ve Xuan-xuan, Arkadaşlarıyla beraber bir karaoke kulübüne gitmeyi planlamışlardı. | Open Subtitles | بذلك اليوم خططت هي و شوان شوان للذهاب إلى ملهى كاريوكي مع الأصدقاء |
Yarın akşam bir ziyafet vereceğim ve onu arkadaşlarımla paylaşacağım. | Open Subtitles | لذلك مساء الغد سنتناول الغداء في حفلتي ونتشارك مع الأصدقاء |
Telefonunu sadece kız arkadaşlarıyla konuşmak için kullanmış, ailesiyle ya da arkadaşlarıyla değil, bu da bana ikinci bir telefonu olduğunu düşündürttü. | Open Subtitles | فقط استخدم هذا الخلوي للدردشة مع عشيقاته، لا شيء مع الأصدقاء أو العائلة، مما يجعلني اعتقد أنه يمتلك هاتفاً آخر |
Ve burada arkadaşlarla içkilerini yudumladığı için çok minnettarlar. | Open Subtitles | و قد كانت سعيدة جداً لتكون هنا و تشرب النبيذ مع الأصدقاء تحت الشمس |
Ama hâlâ arkadaşlarla birlikte pizza yiyebiliriz. | Open Subtitles | لكن مايزال بإمكاننا تناول البيتزا مع الأصدقاء |
Mesai saatlerinde arkadaşlarla vakit geçirmek... çalışanın üretim gücünü gasp etmektir. | Open Subtitles | الوقت الذي يضيع مع الأصدقاء أثناء العمل يسرق من معدّل إنتاج موظفيك |
Sıcak yaz günlerindeki öğleden sonraları arka bahçedeki mangal partilerini ve arkadaşlarla kahkahalarımızı hatırlıyorum. | Open Subtitles | .. أتذكر أوقات الظهيرة الدافئة في الصيف .. وحفلات الشواء المنزلية والضحك مع الأصدقاء |
Hayır ama iyi arkadaşlarla doğru arkadaşlarla yeni polis şefi bu kasabada harikalar yaratabilir. | Open Subtitles | كلاّ، لكن مع الأصدقاء الأوفياء، النوع المناسب من الأصدقاء، رئيس الشرطة الجديد يمكن أن يفعل معجزات لهذهِ البلدة |
Bunu, arkadaşlarınızla plan yapıp o planlara uyarak ve partnerinizi de bunun için cesaretlendirerek yaparsınız. | TED | تفعلون ذلك بوضع خطط مع الأصدقاء وتنفيذها، وتشجيع شريكك ليفعل بالمثل. |
İsterseniz koltuklarınızdan kalkın ve ışığı biraz daha açın ve arkadaşlarınızla sohbet edin. | Open Subtitles | تستطيعوا مغادرة مقاعدكم لو اردتم وتحظون ببعض الأنتعاش, والحديث مع الأصدقاء |
Burası yeyip içeceğiniz, arkadaşlarınızla eğleneceğiniz bir yer mi? | Open Subtitles | حيث تستطيعين تناول الطعام والشراب والمرح مع الأصدقاء كما تريدين؟ |
- Arkadaşlarıyla beraber. - Kiminle olduğunu görebildiniz mi? | Open Subtitles | مع الأصدقاء - هل رأيت من كان معه ؟ |
- O... - Vault'ta. Arkadaşlarıyla beraber. | Open Subtitles | -في ال(فولت) مع الأصدقاء |
ve Cuma günleri arkadaşlarımla birlikte mahjong oynuyorum. | TED | وألعب الما جونغ مع الأصدقاء يوم الجمعة. |
Seks ya da arkadaşlarıyla olan kısacık zamanının tadını çıkarmıştır. | Open Subtitles | وأن يكون استمتع بحياته القصيرة التي حظي بها بالجنس أو مع الأصدقاء |