- Var. Başkan, Rus Büyükelçisi'yle olumlu bir görüşme yaptı. | Open Subtitles | أجل، الرئيس كان على إجتماع مثمرًا جدًا مع السفير الروسي |
Birleşmiş Milletler'in Yunanistan Büyükelçisi'yle mastürbasyonu tartıştım. | Open Subtitles | ناقشّت العادة السرية مع السفير اليوناني للأمم المتحدة. |
Yeni Fransa Büyükelçisi'yle görüştüm. | Open Subtitles | جئت للتو من إجتماع مع السفير الفرنسي الجديد |
Operatör, Hoffman'a Almanya elçisiyle konuştuğunu söylemiş. | Open Subtitles | عامل الهاتف أخبر هوفمان بإنك تحدثت مع السفير الألمانى |
Sonra senin bir Yunan elçisiyle dost olduğunu söylediğini hatırladım. | Open Subtitles | ثمّ تذكرت انك قلت مرّة لك صداقة حميمة مع السفير اليوناني |
BM'deki İran elçisi ile görüşmek için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريد مساعدتي في التواصل مع السفير الإيراني للأمم المتحدة |
Rusya Dışişleri Bakanı, St. Petersburg'da İngiliz elçisi ile açık konuştu. | Open Subtitles | في (سانت بطرسبرج) تحدث وزير الخارجية الروسي بصراحة بالغة مع السفير البريطاني |
Askeri ateşeye ve bulunduğu yerdeki ABD büyük elçisine rapor veriyormuş. | Open Subtitles | التقرير يقول أنها كانت مرفقة الدفاع مع السفير الأمريكي في سفارتنا هناك. |
Kitty, Fransız Büyükelçisi ile röportajın için olan araştırma burada. | Open Subtitles | ها هو يا (كيتي) البحث الذي طلبته عن المقابلة مع السفير الفرنسي |
Çin Büyükelçisi'yle konuştular. | Open Subtitles | وتواصلوا مع السفير الصيني. |
Kanada elçisiyle 10 Ağustos'da yemek var. | Open Subtitles | ثم العشاء مع السفير الكندي في 10 أغسطس |
Amir'in öldürüldüğü gece Fariq, Suriye elçisi ile Bennett Field'da maçtaymış. | Open Subtitles | أجل. ليلة قتل (أمير) كان (فاريق) مع السفير السوري في مبارة لكرة القدم في ملعب (بينيت) |
Pakistan büyük elçisine neden ulaşamıyoruz? | Open Subtitles | لما لا يمكننا التواصل مع السفير الباكستاني؟ |
Sigmund adında bir adam Alman Resmi Kalkınma Yardımları Bakan Yardımcısı Kuzey Kore Büyükelçisi ile toplantı yaptı. | Open Subtitles | رجل يدعى (سيغموند)، الّذي هو المساعد الإنمائي الرسمي لنأئب الوزير الألماني عقد إجتماعًا مع السفير الكوري الشمالي. |