Gemi battıktan sonra kayıplarda gösterilmiş demekki kolye gemiyle birlikte denizin dibini boyladı. | Open Subtitles | حفظت مباشرة بعد الغرق . . لذا الماسة كان يجب أن تكون قد غرقت مع السفينة |
Sen de geliyorsun, değil mi? gemiyle birlikte batmayacaksın ya da delice bir şey yapmayacaksın umarım. | Open Subtitles | لن تغوصي مع السفينة أو ما شابه، هذا من الجنون |
Kendini bu düşüncelerden kurtarıp burada kalırsan gemiyle birlikte boğulacağın gerçeğiyle yüzleşmelisin. | Open Subtitles | عليك ان تترك التأمل وتستيقظ على الواقع انك ان بقيت ستغرق مع السفينة. |
Ayna kırıldığında, bu darbe, gemiyle olan tüm bağlantıları kopardı. | Open Subtitles | صدمة كسر المرآة تسببت في قطع كل الروابط مع السفينة |
Gemi ile iliskilidir. inanilmaz. 40 tesla... Basardik! | Open Subtitles | إنه مرتبط مع السفينة مذهل لقد فعلناها |
Kovan'la çarpışmaya girdik. Maalesef, başarılı olamadık. | Open Subtitles | لقد اشتبكنا مع السفينة الأم لسوء الحظ بدون نجاح يذكر |
Gemiyle beraber yok olduğuna göre, bu konuda endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | لحسن الحظ، لاداعي أن نقلق بشأن ذلك بما أنها قد حطمت مع السفينة |
Onu hareket ettirdiğinde gemiyle ilişkisini kestin. | Open Subtitles | لقد كسرتِ الرابط مع السفينة عندما نقلتِها |
Anlaşılan bir sürü sıçan gemiyle birlikte ölmemiş. | Open Subtitles | يبدو أن الكثير من الفئران لم تسقط مع السفينة |
O da bizim gibi gemiyle birlikte batmalıydı. Şimdi batacak. | Open Subtitles | كان يجب أنْ يغرق مع السفينة تماماً كما البقيّة، والآن سيغرق أخيراً |
Boş versene. Muhtemelen gemiyle birlikte batmalıyım. | Open Subtitles | حسن، تباً لهذا يجب أن أغرق مع السفينة كلها |
Geleneklere göre kaptanın gemiyle birlikte battığı doğru mudur? | Open Subtitles | ،عادةًأتحدث... أليس صحيحاً.. أن القبطان يغرق مع السفينة ؟ |
İki albino izci, gemiyle birlikte yüzer. | Open Subtitles | حيواني ألبينو يسبحان مع السفينة |
Pek gemiyle birlikte batacak tipte biri değil, ha? | Open Subtitles | لست تماما مع نوع الغرق مع السفينة"، صح؟" |
Tanrım yardım et! gemiyle birlikte batıyorum. | Open Subtitles | فليساعدني الرب ، سأنزل مع السفينة |
Böylece köleler gemiyle birlikte dibi boylamış. | Open Subtitles | حتي يغرق جميع العبيد مع السفينة |
Fine kesinlikle siyah gemiyle birlikte Honduras'taydı. Nasıl olduğunu anlayamıyorum. | Open Subtitles | فاين)كان بالتأكيد في الهندوراس) مع السفينة السوداء فقط لا أعرف كيف |
Hazine gemiyle birlikte batmamış mıydı? | Open Subtitles | ظننت أن الكنز غرق مع السفينة. |
Ayna kırıldığında, bu darbe, gemiyle olan tüm bağlantıları kopardı. | Open Subtitles | صدمة كسر المرآة تسببت في قطع كل الروابط مع السفينة |
Adaya indiğimizde fırtına, gemiyle olan tüm telsiz bağlantımızı kesecek. | Open Subtitles | -حسنًا . عندما نصل على الجزير. العواصف المتداخلة ستمنع الإتصالات اللاسلكية مع السفينة. |
Ne Gemi ile oluyor? | Open Subtitles | ما الذي يحدث مع السفينة ؟ |
Bu Atlantis! Kovan'la çarpışmaya giriyorlar. | Open Subtitles | إنها أتلانتس إنهم يشتبكون مع السفينة الأم |
Gemiyle beraber batana madalya vermiyorlar. | Open Subtitles | ليست هنالِك مكافأة بالغرق مع السفينة |
Onu hareket ettirdiğinde gemiyle ilişkisini kestin. | Open Subtitles | لقد كسرتِ الرابط مع السفينة عندما نقلتِها |