| Debbie ile sorunların olabilir ama önce kendine dikkat etmen lazım. | Open Subtitles | انظري , أعلم أن الامور صعبة مع ديبي لكن يجب ان تهتمي بنفسك اولاً ؟ |
| Arayan kişi Debbie ile birlikte olduğunu söyleyip ağır sözler sarf etti. | Open Subtitles | و الشخص الذي اتصل بها قال أنه مع ديبي و قال اشياء مزعجه و قبيحة |
| Buralara Debbie ile gelemezdim. | Open Subtitles | انه مثلا , لايمكنني القدوم هنا مع ديبي |
| - Debbie ile ziyaretime gelemeyecek kadar mı meşguldün? | Open Subtitles | الانشغال مع ديبي يمنعك من زيارتي ؟ |
| Brayden'ı Debbie ile birlikte olması için zorlamışsın. | Open Subtitles | ضغطي على برايدين ليكون مع ديبي |
| İçeride Debbie ile telefonda konuşuyordum. | Open Subtitles | كنت هناك على الهاتف مع ديبي |
| Debbie ile aramızda özel bir şey var. | Open Subtitles | لدي شي خاص بعلاقتي مع ديبي |
| Oğlunun Debbie ile ne işi var? | Open Subtitles | و مالذي يفعله ابنك مع ديبي ؟ |
| Dostum, eğer Debbie ile uğraymak istemiyorsan, neden vücudunun parçalarını onun vücudunun parçalarının içine koymaktan vazgeçmiyorsun? | Open Subtitles | (يا رجل, لا تريد التعامل مع (ديبي لماذا لا تتوقف عن وضع أجزاءٍ منك في أجزاءٍ منها؟ |
| - Hayır, Debbie ile konuştum o da görmemiş. | Open Subtitles | وتحدثت مع (ديبي) وقالت أنها لم تره أيضاً |
| - Debbie ile nasıl gitti? | Open Subtitles | ماذا ستفعلين مع ديبي ؟ |
| - Debbie ile yaşayacağım. | Open Subtitles | سأذهب للعيش مع "ديبي |
| Artık Debbie ile konuşmanın bir anlamı bile yok zaten. | Open Subtitles | -لا جدوى من الحديث مع (ديبي) بعد الآن |
| Debbie ile birlikte. | Open Subtitles | (مع (ديبي |