1855 yılında Kırım'da İngiltere ve Fransa, Rusya ile savaştaydı. | Open Subtitles | في عام 1855م انجلترا وفرنسا كانت في حالة حرب مع روسيا في كريميا |
-Yeni Rusya ile aynı yolda ama bunu sevmiyor biliyoruz. | Open Subtitles | هوسياسى قديم, هو يعمل مع روسيا الجديدة ولكنه غير راضى عنها, كلنا نعلم هذا |
Rudolph Stalin, uluslararası casusluk geçmişi olan ve Rusya ile güçlü politik bağları bulunan bir Amerikan vatandaşı. | Open Subtitles | ردولف ستالن هو مواطن أمريكى لديه تاريخ فى التجسس الدولى وعلاقات سياسيه قويه مع روسيا |
Senatör Friedman, Başbakanın Rusya'ya olan tavrı nedeniyle onu son aylarda ciddi bir şekilde eleştirdiniz. | Open Subtitles | سيناتور إنك إنتقدت سياسة الرئيس مع روسيا مؤخراً |
Rusya'yla bire bir çalıştığını düşünürsek size yardımcı olabilir. | Open Subtitles | وظننت أنه قد يكون لها بصيرة بالنظر لخبرتها بالعمل مباشرة مع روسيا |
Gelecek ay Rusya ile yapılacak zirveye odaklandık. | Open Subtitles | نحن نركز على القمة المنعقدة الشهر القادم مع روسيا |
Başkan Yanukoviç Rusya ile anlaşma yaptı ve böylece ülkeyi AB'den daha da uzaklaştırdı. | Open Subtitles | برَمَ الرئيس يونكوفيتش اتفاقا مع روسيا و بفعلته هذه قام بإبعاد أوكرانيا عن الإتحاد الأوروبي أكثر فأكثر |
Dışişleri Bakanlığı ihtiyacı olan son şey Rusya ile tartışmak ve İçişleri Bakanlığı suçlulara sığınma teklifinde bulunmuyor. | Open Subtitles | آخر شيء تريده وزارة الخارجية هو جولة أخرى مع روسيا و وزارة الداخلية لا تعطي حق اللجوء للمجرمين |
Rusya ile yakın zamanda yaptığımız işler hakkında bulabildiğim her şey orada. | Open Subtitles | هذا كل ما استطعت ايجاده حول كل صفقاتنا الحديثه مع روسيا |
Yevromaydan protestoları 2013'ün sonlarında barışçıl bir şekilde başlamış idi, daha sonra Ukrayna cumhurbaşkanı Viktor Yanukovych, Avrupa Birliği ile geniş kapsamlı bir işbirliği anlaşmasını Rusya ile ilişkileri güçlendirmek amacıyla red etti. | TED | بدأت مظاهرات الميدان الأوروبي بشكل سلمي في نهاية عام 2013، بعد رفض الرئيس الأوكراني فيكتور ينكوفيتش اتفاقية طويلة الأمد مع الاتحاد الأوروبي لصالح علاقات أقوى مع روسيا. |
Eğer Rusya ile savaşa girersek Çok daha fazla masum gencin yaşamından bahsediyor olacağız. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن أرواح عدد أكبر بكثير من الشباب اذا ذهبنا للحرب مع "روسيا" |
Her şeyden önemlisi Rusya ile sıcak savaşa girmiş olacağız. | Open Subtitles | ...وفوق كل شىء "سندخل بشكل أكيد فى حرب مع "روسيا |
Rusya ile ulusal durumlar düşünülünce | Open Subtitles | دراسة قضايا الأمن القومي مع روسيا |
Halka AB üyeliği vadederken gizlice Rusya ile işbirliği pazarlığına oturdu. | Open Subtitles | وبينما وعد الشعب بسعيه لكسب اوكرانيا العضوية في الإتحاد الأوروبي؛ تفاوض يونوكوفيتش بصورة سرية مع روسيا حول العديد من الإتفاقيات |
İnsanlar yakında Rusya ile bir savaş olabileceğini söylüyor. | Open Subtitles | الناس تقول أن حرب قد تندلع مع روسيا |
Rusya ile barış yaptım. | Open Subtitles | صنعتُ السلام مع روسيا |
Almanya'nın doğusu, şu an Polonya olan bölgede direkt Rusya ile sınırdı. | Open Subtitles | جناح ألمانيا الشرقي يقع مباشرة مع روسيا في المنطقة التي أصبحت (بولنـدا) الآن |
Rusya'ya ekonomik yaptırımımızı delecek bir süper tanker yollama anlaşması yaptın? | Open Subtitles | لقد توسطت فى صفقة لتزويد ناقلة بترول ضخمة لكسر العقوبات الاقتصادية مع روسيا |
Japonya, Rusya'ya savaş açacak. | Open Subtitles | سنخوض حرب مع روسيا |
Sadece Avrupa siyaseti, göçmenlik veya Rusya'yla ilişkiler hakkında, ne olursa olsun tamamen karşıt görüşte olduklarını biliyorlardı. | TED | كانا يعلمان فقط أنهما على خلافٍ تام بشأن السياسات الأوروبية، وموضوع الهجرة، أو العلاقة مع روسيا أو أي شيء من هذا القبيل. |
Rusya'yla ilişkimizi tekrar yapılandırmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | "نحن نعمل على إعادة تنضديد علاقتنا مع (روسيا)" |