| Babamın arkadaşı. karısı ile hep bize gelirler. | Open Subtitles | هذا صديق والدي إنه يأتي أغلب الوقت مع زوجته |
| Yılda sadece bir ay karısıyla birlikte olan bir koca gibisin. | Open Subtitles | انت كالزوج الذي يكون مع زوجته شهرا واحدا بالسنة |
| Şehirde bir daire ve iki köpeği ve eşiyle birlikte... yaşadığı güzel bir kır evi var. | Open Subtitles | لديه شقّة في المدينة ..وأيضاُ بيتريفيلطيف . يسكن فيه مع زوجته جانيس وكلبان. |
| Oraya giremeden onu durdurabilseydim şu an evinde Karısı ve çocuklarının yanında olabilirdi. | Open Subtitles | لو أنني منعته قبل أن يذهب سيكون في المنزل الآن مع زوجته وأطفاله |
| Leo Wyatt'ın torunu eşi ile birlikte birleşmeye katılacakmış. | Open Subtitles | حفيد ليو وايت هو ستعمل حضور لم الشمل مع زوجته. |
| İki gece önce. Sorunlarını çözmeye çalışıyordu karısının yanına geri taşınmaktan bahsetti. | Open Subtitles | قبل ليلتين، كان يحسن التعامل مع الأمور، ويتحدث عن العودة للإقامة مع زوجته. |
| Sadece kendini düşünmeyi bırakıp, sorunlarını bir kenara atıp karısının yanında olmalı. | Open Subtitles | عليه التوقف عن التفكير بنفسه ويضع مشاكله جانباً ويكون مع زوجته. |
| Babamın arkadaşı. karısı ile hep bize gelirler. | Open Subtitles | هذا صديق والدي إنه يأتي أغلب الوقت مع زوجته |
| karısı ile ilgili mesele yüzünden tamamen zıvanadan çıktı. | Open Subtitles | لقد تمادى في افعالة حيال ذاك الأمر مع زوجته |
| Nasıl karısı ile yatabiliyor ve sonra diğer gün baldızı ile yatabiliyor? | Open Subtitles | وكيف أمكنه النوم مع زوجته وبعدها نام مع أخت زوجته في اليوم التالي ؟ |
| Ben Rickert şuanda içine pek çok tohum ektiği büyük bahçesinde karısıyla birlikte yaşıyor. | Open Subtitles | بين ريكيرت الآن يعيش مع زوجته في بستان كبير , لديهمالكثير من البذور |
| Son 18 yıldır Dallas'ın hemen dışındaki küçük bir evde karısıyla birlikte yaşıyor. | Open Subtitles | عاش فى منزل صغير خارج دالاس ل 18 عام مع زوجته |
| Şehir dışında. karısıyla birlikte. Nerede olduğunu tam bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه بالشمال، تصالح مع زوجته لا أعرف أين هو |
| eşiyle birlikte sanki çölün ortasında tek başına kalmış gibi izole bir hayat yaşamışlar. | Open Subtitles | وقاموا بعزله فى الصحراء مع زوجته فقط |
| eşiyle birlikte mahalleye yeni geldi. | Open Subtitles | لقد جاء الآن إلى المنطقة مع زوجته |
| Şimdi Vali eşiyle birlikte yatakta. | Open Subtitles | الآن الحاكم في السرير مع زوجته. |
| Karısı ve kızıyla sarayda asilzade gibi yaşıyordu. | Open Subtitles | لقد عاش مثل الملوك في القصر مع زوجته و اٍبنته |
| Ben, o uzakta ortalama gider onun orta yaş-kriz-mobil onun unfamous eşi ile ve ben hiçbir şey olsun ... hayır reality show, Magazin içinde bile adımı. | Open Subtitles | مع زوجته الغير مشهورة , وانا لا احصل على شئ لا برنامج , ولا حتى اسمي في المجلات |
| Kepler Graz'ı eşi ve üvey kızıyla terketti, ve zorlu bir yolculuğa başladı. | Open Subtitles | غادر كيبلر غراتس مع زوجته وابنتها من خلال رحلة صعبة وشاقة |
| Bu video, Vali Reston ve karısı Joan arasında geçiyor, virüs gibi yayılan bu video 2 saatten az bir sürede.... | Open Subtitles | اذ ظهر تسجيل للمرشح.. يظهر به ريستون مع زوجته جوان |
| Onu ve karısını, bir şeyler içmeye davet etmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن ندعوه مع زوجته لتناول المشاريب. |
| Karısıyla mı? İyi bir kocanın olması gerektiği gibi. | Open Subtitles | مع زوجته , مثل الزوج الجيد يجب ان يكون؟ |
| Sert adam ama çok sevdiği karısına karşı yumuşak? | Open Subtitles | يقوم بالمراهنات, انه قوي ولكنه رقيق مع زوجته و هو مجنونا بها |
| Karısıyla beraber yeni bir hayat kurmak istedi gerçekten sevdiği kadınla. | Open Subtitles | أراد بدء حياة جديدة مع زوجته المرأة التي أحبّها فعلاً |