| Eminim ki, adamın Vukovich bir silahla öldürücüydü, fakat... | Open Subtitles | حسنا , رجلكِ فوكوفيتش , أنا متأكد أنه كان مميتا مع مسدس , لكن |
| "Cebinde bir silahla pencereden bakmak" oluyor. | Open Subtitles | النظر الى خارج النافذة مع مسدس في سرواله |
| Ayrıca, kurşunları, Oliver Lambert adına kayıtlı bir silahla eşleştirdi. | Open Subtitles | و أيضا طابقتهم مع مسدس مسجل باسم اوليفر لامبارت |
| Bir ara vermeye, Nemo'nun mekanına gittik, ve Silahlı bir herif geldi. Tanrım. | Open Subtitles | ذهبنا لمطعم نيمو لأخذ استراحة ودخل شخص هناك مع مسدس |
| O zaman söyle bakalım, eli Silahlı bir manyağı sinirlendirecek kadar aptal bir adama ne denir? | Open Subtitles | اذا أنت اخبرني ماذا تسمي الرجل غبي بما يكفي ثم يصير الى غاية الجنون مع مسدس محشو لعين |
| Dolu bir silahla kızınızın odasında ne yaptığınızı açıklayabilir misiniz? | Open Subtitles | هل بوسعك تفسير ما كنت تفعلينه في غرفة ابنتك مع مسدس ملقّم؟ |
| Boş bir silahla ne yapayım ki? | Open Subtitles | ماذا يفترض بي فعله مع مسدس فارغ |
| Alt kata indi... ve elinde bir silahla geri döndü. | Open Subtitles | ثم نزل للطابق الاسفل ثم عاد مع مسدس |
| bir silahla intihar etmeye kalkmıştım. | Open Subtitles | حاولت أن أفعل ذلك مع مسدس |
| Onu hemen çağır! Rance, bir silahla dışarı çıktı! | Open Subtitles | اجلبه رانس خارج الشارع مع مسدس! |
| Henriksen'i bir silahla gördüm! | Open Subtitles | إنني أرى هينركسن مع مسدس |
| Kocam evimizde bir silahla dolaşıyor. | Open Subtitles | و زوجي يمشي في المنزل مع مسدس |
| Ne yazıktır ki bir silahla gelmemiş. | Open Subtitles | من العار أنها لا تأتي مع مسدس |
| bir silahla yatıyorum. | Open Subtitles | أنام مع مسدس |
| Silahlı bir adam var. Karantinaya alıyoruz. | Open Subtitles | لدينا رجلٌ مع مسدس نقوم بإغلاق المكان |
| Silahlı bir adam vardı. | Open Subtitles | هنالك رجل مع مسدس. |
| - Silahlı bir çocuk. - Evet. | Open Subtitles | طفل مع مسدس نعم - |