| Öteki tarafa çıktığında yolu görürsün. Yeni yıkanmış bir kurdele gibi beyaz ve dar ta aşağılara kadar döne kıvrıla gider. | Open Subtitles | ويمكن أن ترى الطريق أبيض مثل شريط مغسول نظيف |
| Şampanya içiyor ve deniz mahsulü yiyor, saçı yıkanmış, dudakları kırmızı ve dişleri beyaz. | Open Subtitles | لقد شربت شامبانيا .. وأكلت أطعمة بحرية وشعرها مغسول وشفتيها باللون الأحمر |
| Onlar devşirme ajanlar. Eğitimli. Beyinleri yıkanmış. | Open Subtitles | إنهم عملاء نائمون، مدربون و مغسول دماغهم. |
| Ceset güzeller güzeli Valerie Mctavish tarafından yıkandı ve hazırlandı, lan, kes şunu, | Open Subtitles | الجسد معد و مغسول بواسطة الرائعة فاليري مكتافيتش أيان |
| Pis domuz. Geçen hafta bana yıkanmamış bardak verdi. | Open Subtitles | الخنزير القذر ، لقد أعطانى كوبا غير مغسول الأسبوع الماضى |
| Hesaptaki para aklanmış ama yatan son para çalınan miktara uyuyor. | Open Subtitles | المال مغسول كويس بس اخر ايداع هي أخر فلوس اتسرقت |
| Hey, onunla konuşan ve onun beyninin yıkandığını söyleyen sensin. | Open Subtitles | أنت الرجلَ الذي تحدثت معه وأخبرَتني كيف أصبح مغسول الدماغَ |
| Herhangi birinin, gözlerini oymak için beyni yıkanmış olabilir. | Open Subtitles | قد يكون أي منهم مغسول الدماغ ويأتي ويفقأ عيناك |
| Beyni yıkanmış eski sevgiline aşk şiiri okuyordun. | Open Subtitles | كنت تترنّمين بقصيدة عشق لخليلك السابق مغسول الدماغ |
| Senin de diğerleri gibi beynin yıkanmış ama benim yıkanmadı, tamam mı? | Open Subtitles | أنت مغسول المخ مثل الباقين لكنني لست كذلك أتفهم ؟ |
| Bu yıkanmış oldukları anlamına gelmez! | Open Subtitles | هذا لا يعني أنه مغسول |
| Bu yıkanmış oldukları anlamına gelmez! | Open Subtitles | هذا لا يعني أنه مغسول |
| Ama sen... beyni yıkanmış gibi davranıyorsun, | Open Subtitles | لكنك تتصرف وكأنك مغسول الدماغ |
| Herhangi bir Hydra üyesinin beyni yıkanmış olabilir bilemezsin. | Open Subtitles | أي عضو في (هايدرا) يمكن أن يكون مغسول الدماغ، ولن يعرف ذلك. |
| Kapa çeneni Morty, seni beyni yıkanmış gerçek bile olmayabilecek lavuk, çünkü benim de beynim yıkanmış. | Open Subtitles | (اخرس يا (مورتي، أنت مغسول الدماغ أيها القذر والذي قد يكون غير حقيقي حتى لأنني أنا مغسول الدماغ أيضاً. |
| Beyni yıkanmış mı? | Open Subtitles | هل هو كالآخرين؟ مغسول الدماغ؟ |
| Kurbanlardan birinin evinde yıkanmamış bir bardak su bulduk. | Open Subtitles | ـ في أحد شقق الضحايا وجدنا كوب ماء غير مغسول |
| İnsanın beyni yıkanmamış oluyor, hipnozdan kurtuluyor. | Open Subtitles | تستطيع القول أن الرجل قد أصبح غير مغسول المُخ, غير مُنوّم مغناطيسياً. |
| aklanmış demek istiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تقصد مغسول ، صحيح ؟ |
| İnsanlar umudumu yitirdiğimi beynimin yıkandığını söyleyecekler. | Open Subtitles | الناس سيقولون أنّني كنتُ محطّما، أنّني مغسول الدماغ، |