"مغمى" - Traduction Arabe en Turc

    • bayıldı
        
    • bayılmış
        
    • baygın
        
    • Bilinci
        
    • sızmıştı
        
    • kendinden
        
    Michaels bayıldı. Yüksek ateşi var. Daha fazla test yapmalıyım. Open Subtitles مايكلس مغمى عليها.لديها حمى شديدة أحتاج عمل المزيد من الاختبارات
    Aslında bayıldı, sonra tekerlekli bir sedyede kamyonlarınızdan birisinin önüne takıldı, yani ölmüş olabilir. Open Subtitles في الواقع هو مغمى عليه ومقيد بسرير موصول بإحدى شاحناتك لذا ربّما يكون ميتاً
    Eğer aynı belirtileri gösteriyorlarsa, çok zayıf veya bayılmış olabilirler. Open Subtitles إذا طوروا نفس الأعراض قد يكونو ضعفاء أو مغمى عليهم
    bayılmış galiba. Bırak onu, canım. Open Subtitles لقد كانت تبدو و كأنها مغمى عليها اتركها , عزيزي
    Alt bacak kanamalı yaralı var bir kişi de baygın. Open Subtitles لدينا جرحٌ مفتوحٌ في الطرف السفلي ورجلٌ آخر مغمى عليه
    Karımın şu an Bilinci yerinde değil ve çocuğumun da bir tümörü var bu yüzden, şu anda riske giremem. Open Subtitles زوجتي مغمى عليها وطفلتي مصابه بورم لذا أنا لن أخاطر ابداً الآن
    O da bütün zaman boyunca sızmıştı. Bir şey bilmiyor. Open Subtitles وهو كان ثملاً، مغمى عليه طوال الوقت ولا يعلم أي شئ
    Sarhoş değilken veya kendinden geçmemişken demek istedin herhalde. Open Subtitles أنت تقصدين عندما لا تكون ثملة أو مغمى عليها؟
    Barnängsgatan 34. caddeye bir ambulans lütfen. Karım bayıldı. Open Subtitles أحضر الغسعاف الى "بارن-نجسجاتان" طريق رقم زوجتى مغمى عليها.
    Yoruldu mu, bayıldı mı? Open Subtitles هل هي تعبة أم مغمى عليها
    Evcil koyunum bayıldı. Open Subtitles خروفي مغمى عليه
    Bir akşam eve geldiğimde, onu yerde bayılmış halde buldum. Open Subtitles دخلتُ البيت في مساء أحد الأيام، فوجدتها مغمى عليها على الأرضية.
    Eşya odasında bayılmış bir halde gereğinden fazla gevşeticiyle mücadele ediyordu. Open Subtitles وهو مغمى عليه في حجرة التجهيز جراء المخدر
    Tüccar Pete'den bir sepet almıştık, içinde bayılmış. Open Subtitles "اشترينا سلة خشبية من التاجر "بيت بينما كان مغمى عليه
    Şu an baygın ama beni birkaç kez bıçakladı, dostum. Open Subtitles إنه مغمى عليه الآن لكنه طعنني عدة مرات يا رجل
    Geçen sene Yılbaşı partisinde kız arkadaşını sarhoş ettin... ve sonra postacı çocuğa para vererek baygın haldeyken onunla seks yapmasını sağladın. Open Subtitles انت وصديقتك حصلتم على شراب فى عيد الميلاد الماضى ودفعتها لطفل البريد لممارسة الجنس معها بينما هى مغمى عليها
    Sonuçta cevapsız kalmış olan tüm soruları yanıtlamaya çalışacağız mesela neden sizi rıhtımda baygın bir şekilde bulduğumuz gibi. Open Subtitles سنحاول الحصول على الأجوبة لباقي الأسئلة مثل كيفية العقور عليك مغمى على الضفة؟
    Bilinci yerinde değilken sorunu nasıl aktifleşti? Open Subtitles كيف تفعل اضطرابها بحق الجحيم بينما كان مغمى عليها
    Bilinci yerinde değil. Open Subtitles لقد كان مغمى عليها لم نستطع التحدث معها
    Bilinci yerinde. Open Subtitles لَيسَ مغمى عليه هو لَمْ يغمى عليه
    Bu arada şu kutuyu buldum yatağın üstünde Dyson'ın yanındaydı, o da sızmıştı. Open Subtitles على الفراش قرب دايسون مغمى عليه كلية
    kendinden geçmiş yaşlı bir adamın kafasında kaç tane melek dans edebilir? Open Subtitles كم من الملائكة تستطييع الرقص على رأس عجوز مغمى عليه؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus