| Yani Çin küresel çapta çevremizin geleceği için sürücü koltuğunda oturuyor. | TED | فالصين في مقعد السائق الآن وتحدد مستقبلنا البيئي العالمي. |
| Ama bu gece, değişiklik olsun diye dizginler senin elinde olacak ve sürücü koltuğunda oturacaksın. | Open Subtitles | ولكن الليلى للتغيير سوف نعالج تلك الأزمة أجلس فى مقعد السائق أيضاً |
| Jer, sana katılıyorum. Ben de kontrol bende olsun isterim. sürücü koltuğunda ben olmalıyım. | Open Subtitles | جير أنا معك أن أكون مسيطراً أحبّ أن أكون هناك في مقعد السائق |
| Şoför tarafındaki kapıda, hoparlörde, ve direksiyonda şoför koltuğunda omuz seviyesindeki kurşun deliğinde kan var. | Open Subtitles | كان الدم على باب السائق والمذياع والمقود أيضاً وحول ثقب الرصاصة التي إخترقت مقعد السائق عند مستوى الكتف |
| Evet, biz, Karen Ballard'ı şoför koltuğunda ölü bulmuştuk. | Open Subtitles | أجل في نقطة الإستراحة كارين بالارد وجدت على مقعد السائق |
| Kraliçe Sürücü koltuğunun altında şeker pakedinin içinde yaşıyor. | Open Subtitles | حياة ملكة البوب على ضربة تحت مقعد السائق. |
| Şoför koltuğu, en az benim boylarda birine göre ayarlanmış. | Open Subtitles | لقد أرجع مقعد السائق إلى الخلف لأجل شخص لا يقلّ عن طول قامتي. |
| Kendini hazır ve emin hissettiğinde, Şoför koltuğuna oturursun. | Open Subtitles | وإذا كنت تشعر ثقة، واستعداد، و كنت الانزلاق في مقعد السائق. |
| Bir araba yolun kenarına çekmiş, sürücü koltuğunda bir adam var. | Open Subtitles | سيارة على جانب الطريق ذكر لوحده في مقعد السائق |
| sürücü koltuğunda, bir tane laptop var. Eğer düşünemezsen... | Open Subtitles | هناك كمبيوتر محمول في مقعد السائق اذا كنت لا تمانع |
| sürücü koltuğunda otururken sol elini kullanmış olabilir. | Open Subtitles | ويمكن أن تستخدم يساره يد من مقعد السائق. |
| İzlerin yönü, sürücü koltuğunda olmadığınızı gösteriyor. | Open Subtitles | واتجاه الطباعة يعني ذلك أنك لم تكن في مقعد السائق. |
| Ama eğer kaybolsaydı, ...eğer kiraladığı araba sürücü koltuğunda kendi kanıyla bulunsaydı... | Open Subtitles | لكن إن قام بالاختفاء إن كانت السيارة التي استأجرها قد وُجدت مع دمائه على مقعد السائق |
| Bu şimdi ulaştı şoför koltuğunda bir parça rahatsızlık mevcut. | Open Subtitles | هذا فقط القليل من الانزعاج في مقعد السائق |
| şoför koltuğunda olmasam bile güzel. | Open Subtitles | حتّى إن لم يكُن من مقعد السائق. |
| Sürücü koltuğunun altında bir kutu bulduk. | Open Subtitles | وجدنا صندوق مغلق تحت مقعد السائق |
| - Hayır. Sürücü koltuğunun altındaki kulaklığa bağlı. | Open Subtitles | لا، بل أوصل بسماعة تحت مقعد السائق. |
| Sürücü koltuğunun altına koyarım. | Open Subtitles | ضعها تحت مقعد السائق |
| Evet. 3 arabanın da Şoför koltuğu en yüksek seviyeye kaldırılmış yani demek ki zanlı kısa. | Open Subtitles | أجل, تم تحريك مقعد السائق لأقصى حد بكل السيارات الثلاث، مما يعني إحتماليّة قصر الجانية. |
| Aslında Şoför koltuğuna ben geçsem daha iyi olacak. | Open Subtitles | أريد أن أجلس في مقعد السائق في الحقيقة |
| Arabamın sürücü tarafındaki paspasın altında, bir bölme var içinde kokain var. | Open Subtitles | في سيارتي أسفل سجادة مقعد السائق هنالك جزء مستقل به كوكايين بالداخل |