| "Bir dakika önce gördüm, Buralarda bir yerde" yalanını yutturma sakın. | Open Subtitles | لا تخبرينى "لقد رأيتها لتوى, إنها فى مكانٍ ما هنا" قصة |
| Ama gerçekten... bir dakika önce gördüm, Buralarda bir yerde. | Open Subtitles | لكنى فعلت, لقد رأيتها منذ دقيقة وهى فى مكانٍ ما هنا |
| Dediğine göre, Buralarda aborijin bir çocuk varmış. | Open Subtitles | وأخبرني بأن هناك طفل مختلط من السكان الأصليون في مكانٍ ما هنا |
| Binada bir yerlerde bir genelev var. İstersen senin için bulabilirim orayı. | Open Subtitles | ثمة بيت دعارة في مكانٍ ما هنا في المبنى، يمكنني أن أجده لك إذا أردت ذلك. |
| Buralarda bir yerlerde bir Lenape yerleşimi olmalı ve güvenli bir yer olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنه هناك مستعمره لـ(لينوبي) في مكانٍ ما هنا. و لا بد إنها في مكان آمن |
| Şurada bir yerlerde. | Open Subtitles | في مكانٍ ما هنا. |
| Buralarda biryerde ailesinin çiftliği var. | Open Subtitles | عائلتها لديها مزرعة بالجوار في مكانٍ ما هنا. |
| Buralarda gizli bir geçit ya da bölme olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ وأنّه يوجد لوحة سريّة أو حجرة في مكانٍ ما هنا |
| Denge kontrol paneli Buralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أن لوحة التحكّم في مكانٍ ما هنا. |
| Dosyaları Buralarda bir yerde olmalı. | Open Subtitles | ولا بد من وجود ملفاتهم في مكانٍ ما هنا |
| Buralarda bir yerde saklanıyor olmalı. | Open Subtitles | "من المؤكد أنّه يختبىءُ في مكانٍ ما هنا. |
| Buralarda telefon falan vardır. | Open Subtitles | لابد من وجود هاتفٍ في مكانٍ ما هنا. |
| Hadi, Buralarda bir yerde olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هيا، أعرف أنك في مكانٍ ما هنا |
| Buralarda bir yerlerde olmalı! | Open Subtitles | لا بدّ أنّها في مكانٍ ما هنا |
| bir yerlerde kopyası olacaktı. | Open Subtitles | لديّ نسخة في مكانٍ ما هنا. |
| Cassie'nin New York'ta bir yerlerde olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف أن (كاسي) في مكانٍ ما هنا في "نيويورك"، صحيح؟ |