"مكان قد" - Traduction Arabe en Turc

• bir yer
• bir yerde

Bir keresinde tam aradığın şey olabilecek bir yer görmüştüm.
تعرف يا تيمون لقد صادفت مرّة مكان قد يكون هو الذي تبحث عنه

Tanıdığı bir arkadaşı ya da saklanabileceği bir yer var mı?
هل تعرفين أي أصدقاء ربما يكونوا له ؟ أي مكان قد يختفي فيه ؟

Sadece, sınıftaki herkesin olduğu bir parti pek de bulunmak isteyeceğim bir yer değil.
ان الأمر فقط ان حفلة فيها طلاب فصلنا. هي آخر مكان قد أرغب أن أكون فيه.

Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde her şey tepetaklak olabilrdi.
نعم في أي لحظة , وأي مكان قد يتحطم كل شي

Gerçek şu ki, her an biri bir yerde size surat yapabilir.
الحقيقة أنه في أي وقت، أي أحد بأي مكان قد يرسم عنك تعبيراً على وجهه

Sonrasında ben de harekete geçiyorum ve Dothraklarımı yaşayabileceğimiz bir yer bulmaları için gönderiyorum.
لذا حملت على عاتقي إرسال بعض من شعبي الدوثراكي لإيجاد مكان قد ننجو فيه.

Ev değil tam olarak, ailesinin olabileceği herhangi bir yer.
ليس بالضرورة في بلدها فقط في اي مكان قد تظن عائلتها فيه

- Belki gökte yağmaz da para kaynayan bir yer biliyorum.
ربما ليس من السماء.. لكني أعرف مكان قد يساعد. ماذا؟

Babam beni dövdüğünde çok kez gittiğim bir yer.
مكان قد ذهبتُ اليه في كثير من المرات عندما كان والدي يضربني

Delia'nın binebileceği bir yer var mı bak.
لمعرفة ما اذا كان هناك أي مكان قد وصلت اليه ديليا

Öyle bir yer bulmalı ki orayı tamamen kontrol altında tutabileceği bir yer olmalı.
فعليه إيجاد مكان قد امتلك السيطرة المطلقة عليه

Temiz bir sayfa açmak için daha güzel bir yer olamazdı zaten.
وأي مكان قد يكون أفضل لبداية صفحة جديدة عن هنا؟

Seni Perkins'te defalarca kurtaran tek şey seni sürecek başka bir yer olmamasıydı.
وما أنقذكِ في أكثر من مناسبةفي(بركنز)هو.. أنه لايوجد مكان قد يقبلكِ إذا طردناكِ

bir yer buldum ve sana göstermek istiyorum.
هناك مكان قد وجدته أريد أن أريه لكِ

İşte kabul görebileceğim bir yer.
"نادي الرجال المستثارون بزيادة" هذا مكان قد أشعر بأهميتي فيه

Bak, kontrol etmek isteyeceğin bir yer var.
أنظر، هناكَ مكان قد تود تفقده.

Bilmem, hayatının yeterince büyüleyici olmadığını söylüyordun ya, ...ben de düşündüm ki, biz de Jennifer Aniston'ın gidebileceği tür bir yerde yiyip içebiliriz.
كنتي تقولين بأن حياتك ليست فاتنة لذلك فكرت بأن نخرج ونحتسي الشراب "في مكان قد تذهب إليه "جينيفر آنستون

Tavsiye ettiğim bir yerde değil.
لا مكان قد أتقدم به

Şu Brick denen eleman Glades'te kol gezdiği için eşyalarımı bulabileceği bir yerde bırakmayayım dedim.
طالما المدعوّ (بريك) طليق في (غلايدز) {\pos(190,220)} فارتأيت ألّا أترك عدّتي في مكان قد يجدها فيه.

Herhangi bir yerde bir şeyler saklıyor olabilir.
أيّ مكان قد تُخبئ به شيئًا