| Büyükbabamın ormanındaki Dexicorp marketi tam olarak bir kazanç değil. | Open Subtitles | لا أعتبر وجود مركز تجاري في غابة أبي مكسباً |
| Hikâyemi anlatınca sizin için müthiş bir kazanç olduğumu anlayacaksınız efendim. | Open Subtitles | نعم وأعتقد أنك بمجرد أن تسمع بقصتي ستتفق معي بأنني يمكن أن أكون مكسباً كبيراً لك يا سيدي |
| Çift taraflı kazanç diyemem ama ona en yakın bu olabiliyor bu durumda. | Open Subtitles | لن يبدو مكسباً متساوياً لكلانا ولكن هذا أفضل ما يمكننا فعله |
| Belki senin kazancın olur. | Open Subtitles | قد تكون مكسباً لك |
| Sakin ol biraz. Onu kaybı senin kazancın. | Open Subtitles | (بيتي), (بيتي), (بيتي) خسارته مكسباً لك |
| Bunu bir kazanç olarak görmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تعتبر هذا الأمر مكسباً |