| Ve sonuna geldiğimizde, bütün seyirciler hep beraber nefes verdi ve bazı insanlar da resmen ağladı ve sonra da oditoryumu huzurlu bir alkış patlamasıyla doldurdular. | TED | وعندما فعلنا، تنفس كل الحضور جميعاً الصعداء، حتى أن البعض منهم بكى، بعدها ملؤوا القاعة بقنبلة مسالمة من التصفيق. |
| Ve Tavşan dostları ile birlikte ülkeyi tekrar harikalarla doldurdular. | Open Subtitles | وسويّةً برفقة أصدقائهما الأرانب ملؤوا الأرض بالعجائب ثانية |
| Kafasını kendi sözde ideolojileri ile doldurdular. | Open Subtitles | لقد ملؤوا رأسه بالمفاهيم اللاواعية |
| 1999'da, Münih'te caddeleri ve terasları doldurmuş yüzbinlerce insana katıldım, ve Güneş tacı ortaya çıktığında hep birlikte bağrıştık. | TED | في 1999 في ميونيخ، انضممتُ لمئات الآلاف الذين ملؤوا الشوارع والسطوح وهتفوا معاً في آن واحد مع ظهور الهالة الشمسيّة. |
| Şey en azından Federaller buzdolabını doldurmuş. | Open Subtitles | حسنٌ... المباحث الفدرالية ملؤوا الثلاجة على الأقل |
| Skinner ve Chalmers otobüsü bu çocuklarla doldurmuş. | Open Subtitles | سكينر) و (تشالمرز) ملؤوا) تلك الحافة بهؤلاء الأطفال |
| # Dereyi çöp ve çamurla doldurdular # | Open Subtitles | ♪ ملؤوا النهر بالقذارة والنفايات ♪ |