| Yaşınız ve mesleğinizi göz önüne alırsak, sağlığınız mükemmel. | Open Subtitles | بالنسبه الى رجل فى مثل سنك و حرفتك انت فى صحه ممتازه |
| Üstelik burada, Jersey'de onun için deli olan mükemmel bir kıza sahip olduğundan bahsetmeyeceğim bile. | Open Subtitles | لديه فتاه ممتازه هنا فى نيوجيرسى ومتيمه به |
| Ama girmezsem bu iki yabancının gerçekleştirdiği en mükemmel öpücük olarak kalır ve ömrümüz boyunca da o mükemmelliğini korur. | Open Subtitles | وإذا لم أفعل إذا هذه سوف تكون أفضل قبله على الإطلاق تم صنعها بين إنين أغراب وسوف نبقيها ممتازه بالنسبه لبقية حياتنا |
| Nazik yemek yerim. Spor yaparım. Kan testim, kusursuz. | Open Subtitles | انا آكل جيدا , أنا اتمرن ونتائج فحوصات دمي ممتازه |
| Bana karşı hiç kanıtın yok ama ben savcılık için iyi bir tanık olabilirim. | Open Subtitles | ليس لديك شيئ ضدى ولكن يمكننى ان اكون شاهده اثبات ممتازه |
| Bence çok iyi bir çocuk kitabı editörü olabilir. | Open Subtitles | وأنا أَعتقد بأنها محررة كتب الأطفالِ ممتازه |
| Tamam, belki durumu mükemmel şekilde halledememiş olabilirim-- | Open Subtitles | حسنا ربما لم اعالج الوضع بطريقه ممتازه اجل ربما |
| O zaman terapiste gerek kalmazdı. mükemmel olurdum. | Open Subtitles | ثم لن اكون بحاجه لطبيب سأكون بحال ممتازه |
| Hiç evlenmedi, hiç çocuğu olmadı ama mükemmel bir kariyer. | Open Subtitles | لم يتزوج ابداً, لا أطفال, عدا وظيفة ممتازه. |
| Matematiğin her zaman mükemmel ama bazen içeriği gözden kaçırıyorsun. | Open Subtitles | حسنا حساباتك دائماً ممتازه لكن فى بعض الأحيان .أنت تغفل عن السياق |
| Sümüğünüzü temizledim, kusmuğunuzu taşıdım, sizi ayakkabıcıya götürdüm çünkü eski olanı mükemmel değildi! | Open Subtitles | أمسح لك مخاطك, أحمل قيأك , اتبضع لك الأحذيه الرياضيه لأن جزماتك القديمه لم تكن ممتازه بما فيه الكفايه |
| İddia makamının tanığı Ralph Severino'nun mükemmel bir tıbbi bakım aldığından ve Paul Moretti'ye karşı ifadesini en kısa zamanda vereceğinden emin olun. | Open Subtitles | تأكد من ذلك ,رالف سفيرينو شاهد للإدعاء انه يتلقى عناية طبية ممتازه وشهادته ضد باول موريتي |
| Bu mükemmel bir posterior dekompresyon , Joel . | Open Subtitles | هذه طريقه ممتازه لازالة الضغط من الخلف ,جويل |
| Bu Başkan'ın suikastçisini mahkum edebilmek için... mükemmel bir fırsat efendim. | Open Subtitles | انها فرصة ممتازه للإدارة, سيدي إدانة قاتل رئاسي |
| Kathryn mükemmel bir piyanisttir. | Open Subtitles | كاثرين عازفه بيانو ممتازه سباستيان |
| Bu kız çok fonksiyonlu mükemmel bir yazılımdır. | Open Subtitles | انها قطعه ممتازه متعددة الانظمه |
| mükemmel taklitlerini yapabiliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقومون بزراعاتٍ ممتازه هذه الأيام |
| Bu hayatımdaki en mükemmel en mükemmel ilk öpücüktü. | Open Subtitles | كانت هذه الأفضل على الإطلاق أول قبله ممتازه... |
| Bu araştırma, kusursuz planlar, amorti edilmiş giderler veya kazanılmış rekabetler ile alakalı değildir. | Open Subtitles | هذه الابحاث ليس عن توقعات ممتازه او تسديد ديون او هزيمه المنافسين |
| Evet..hem de ben senin kusursuz bi kız olduğunu söyledikten sonra | Open Subtitles | نعم , و يمكنني أن أقول أن هذا هو الشيئ الوحيد الذى يفصلك من ان تكوني ممتازه |
| Ama, bunun iyi bir kariyer için harika bir kapanış olacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | لكني اعتقد بان هذا سوف يضع علامه ممتازه لمهنتي |
| Lori bir kaç günlüğüne kampüsümüzü gezmeye geldi. Gerçekten çok iyi durumdasınız. | Open Subtitles | لورى تزور الحرم الجامعى لايام قليله _ أنتى حقا فى حاله ممتازه _ |