| Böylece, birileri bu eşyaları tanıyabilir ya da en azından bu fotoğraflar yaşananlara dair kalıcı, tarafsız ve eksiksiz birer hatırlatıcı olarak kalırlar. | TED | في هذه الحالة، يمكن لأحدهم أن يتعرف على هذه الأشياء أو على الأقل ستظل هذه الصور كمذكر دائم، غير منحاز ودقيق لما جرى. |
| Bulacaklarının adilane, tam ve tarafsız olacağına dair sizi temin ederim | Open Subtitles | يُمكنني أن أؤكدَ لكُم أنَ ما سيجدهُ سيكون عادلاً و تاماً و غير منحاز |
| Yani, bulguları onaylamak için tarafsız üçüncü bir göz bulunmuyor? | Open Subtitles | ولذلك لا يوجد أي وسيلة لطرف ثالث غير منحاز للتحقق من النتائج؟ |
| Koçun kararlı önyargılı olduğunda birinin onu uyarması gerek. | Open Subtitles | يجب أن يعرف المدرب أن حكمه غير منحاز |
| Benim fikrim önyargılı. | Open Subtitles | رأي منحاز |
| Baba, kimin tarafındasın? | Open Subtitles | أبي، أي جانب أنت منحاز إليه؟ |
| Ama ben önyargılıyım. Benim en iyilerimdendir. | Open Subtitles | وأنا منحاز لذلك لأنه واحد من المفضلين لدب |
| Benim tarafımdaymış gibi davranma. | Open Subtitles | -لا تتظاهر بأنك منحاز إليّ . |
| tarafsız olmak, korumasız olmak demek. | Open Subtitles | غير منحاز تعني غير محمي |
| - Yaparım dedim. Alex'in eniştesi tarafsız bir hakem olamaz. | Open Subtitles | عم (اليكس) لا يمكن ان يعتبر قاض غير منحاز |
| Bu kurul tarafsız değil. | Open Subtitles | هذا المجلس منحاز. |
| Bay Gutterman, işiniz gereği genç müvekkiliniz için tarafsız bir... | Open Subtitles | سيد (غاتمان)، أريد أن أذكرك أن عملك يتطلب أن تكون محامياً غير منحاز |
| Thomas en tarafsız oluşumdan yana. | Open Subtitles | توماس) رجل مخلص غير منحاز) |
| Baba, kimin tarafındasın? | Open Subtitles | أبي، أي جانب أنت منحاز إليه؟ |
| - Öyle demeyi çok isterim ama biraz önyargılıyım. | Open Subtitles | - حسنا , اعتقد ذلك , لكن اعتقد اني منحاز قليلا |
| Benim tarafımdaymış gibi davranma. | Open Subtitles | -لا تتظاهر بأنك منحاز إليّ . |