- Sydney'yle konuşmak için oraya gittiğimde olan olmuştu. | Open Subtitles | ذَهبتُ هُنَاكَ من أجل التحدث إلى سيدني عن ذلك لَكنِّي كُنْتُ متأخراً جداً |
Jimmy Turelli hakkında konuşmak için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا من أجل التحدث أليكِ بشأن جيمي توريللي |
Ama ben buraya onun hakkında konuşmak için geldim. | Open Subtitles | لكني جئت من أجل التحدث في أمرها |
Aile Vergi Mükellefleri Birliği ile konuşmak için New Hampshire'a uçmak zorundayım. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى (نيو هامشير) من أجل التحدث إلى عائلة دافعي الضرائب |
Bir şeyler içmek için buluşmak istiyor. Tassels hakkında konuşmak için. | Open Subtitles | أرادت أن نلتقي من أجل التحدث عن تاسلز |
İki insanlarla konuşmak için geldim O ve (Walt Campi) | Open Subtitles | جئت هنا من أجل التحدث إلى شخصين هو و (والت كامبي) |