| Kedi hakkında fazla bir şey bilmiyorum. İş için çok seyahat ettim. | Open Subtitles | لا أعرف الكثير عن القطة لقد كنت أسافر كثيراً من أجل العمل |
| Aslına bakarsan iş için yanımda olsaydın, olay burada biterdi. | Open Subtitles | في الواقع, إذا كنت هنا من أجل العمل إنه انتهى |
| Bazı arkadaşlarımı ziyaret edeceğim. Buraya iş için geldim. | Open Subtitles | لدي بعض من الأصدقاء أود رؤيتهم كما أتيت أيضا من أجل العمل |
| Evet, ama aslında çalışmak için değil. | Open Subtitles | هذا صحيح ولكن لم أترك المدرسة من أجل العمل |
| Bir iş için çabaladığını sen söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتي للتو أنه يهرول من أجل العمل |
| İş için parmak izlerim alınmıştı. Hepimiz öyleyiz. | Open Subtitles | لقد كنت أرفع البصمات من أجل العمل كلنا فعلنا |
| Çünkü ben iş için giyiniyorum, aptal şeyler anlatmak için değil. | Open Subtitles | لأني أفعل هذا من أجل العمل ليس لأجل التحدث عن أشياء غبية |
| Siz beyefendiler, buraya iş için mi geldiniz zevk için mi? | Open Subtitles | أأتيتما أيّها السيّدان للمدينة من أجل العمل أم للمتعة؟ |
| Lütfen, eğer...eğer bu uçuşu kazanırsam, hayallerimdeki iş için mülakat şansını kaçıracağım. | Open Subtitles | أرجوكي، إذا .. إذا فاتتني هذه الرحلة سوف أضيّع الفرصة للمقابلة من أجل العمل الذي هو حلمي |
| Hayır, değil Dotty. Onu iş için giyiyorum. | Open Subtitles | لا, هو ليس كذلك يا دوتتي على أن ألبسه من أجل العمل |
| Bir gece kalacaktım, iş için. | Open Subtitles | أجل , لليلة واحدة من أجل العمل فقد هبطت طائرتي للتو حين اتصلتم |
| Tamam ama kesin hallet, iş için buradayız. | Open Subtitles | حسناً، تأكد من قيامك بذلك، إنّنا هنا من أجل العمل |
| Böyle birşeyi yapman bence güzel birşey, ama annemin iş için arabaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | وأعتقد بأن قيامك بهذا هو أمر في غاية الروعة لكن أمي تحتاج لسيارتها من أجل العمل |
| Ama iş için Meksika'ya çok sık gelir. | Open Subtitles | ولكنه يأتي إلى ميكسكو من أجل العمل كثيرا |
| İş için giyinmiş yani. Ne tür bir iş? | Open Subtitles | يلبس من أجل العمل إذاً، أي نوع من العمل؟ |
| Evet, eğer çalışmak için yeterince gücün kaldıysa. | Open Subtitles | أجل , لو أن لديك قوى متبقية من أجل العمل |
| Bir günün canavarı karşımda. Annen ile çalışmak için kaç tane kadının yanıp tutuştuğunu biliyor musun? | Open Subtitles | حسنا, لدي وحش اليوم هل تعلمين كم من امراة قد تقتل من أجل العمل مع أمك؟ |
| Babam ölmedi, ama çalışmak için çok çabaladı. | TED | عاش والدي، ولكنه صارع من أجل العمل. |
| Bir iş için iki temizleyici tuttular. | Open Subtitles | -لقد استخدموا منظفان من أجل العمل واحد |
| İş gereği dışarı çıkmış olsam da önceki soylu kararlıIığımın ölüm çanlarını çalmış gibi hissettim. | Open Subtitles | مع علمي المسبق أنّ هذه النزهة بالرغم من أنّها من أجل العمل, دقت ناقوس موت قراراتي النبيلة السابقة. |
| Ben buraya iş görüşmesi için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل العمل |