| Kişi başına düşen GSYİH'nın her seviyesinde daha fazla sosyal ilerleme için fırsat, daha azı için riskler var. | TED | في كل مستوى من مستويات نصيب الفرد من الناتج الإجمالي المحلي، هناك فرص لمزيد من التقدم الاجتماعي، وأخطار لأقل. |
| Böylece Kraliçenin mührü ile dünyayı yeni bir ilerleme ve keşif çağına sürükleyebilirim. | Open Subtitles | بأذن الملكة، أنا يمكن أن أقود العالم إلى عصر جديد من التقدم والاكتشافات |
| Fakat o ilk günlerde, bize yeterince birlik ve kaynağa sahip olmadığımız söylendiğinde, Afganistan'da büyük bir ilerleme kaydettik. | TED | ولكن اليوم .. في الوقت التي يخبرونا فيه عن نقص القوات العاملة في أفغانستان فنحن قد حققنا الكثير من التقدم في أفغانستان |
| Şimdi, sosyal haklar, sosyal ilerleme ekonomik gelişmenin önünde gitmektedir. | TED | الآن هناك منافع إجتماعية, تقدم إجتماعي, بصورة أكبر من التقدم الإقتصادي. |
| İşte Amerika Birleşik Devletleri; Yeni Zelanda'dan oldukça zengin, ancak sosyal ilerleme seviyesi daha düşük. | TED | ها هنا الولايات المتحدة ـ أغنى كثيرًا من نيوزيلاندا، ولكن مع معدل منخفض من التقدم الاجتماعي. |
| Ardından işte Senegal; Çad'dan daha yüksek bir sosyal ilerleme seviyesi var, ancak GSYİH seviyesi aynı. | TED | ثم هنا السنغال ـ لديها مستوى أعلى من التقدم الاجتماعي من تشاد، ولكن نفس مستوى الناتج الإجمالي المحلي |
| Kimse, ilerleme hususunda benim kadar tedirgin olamaz, ama bu muhabere sorunları çözülene kadar, korkarım ki, bir yere kıpırdayamayız. | Open Subtitles | لا أحد اكثر قلقاً من التقدم مثلي، لكن حتى تُحل مشكلة الاتصالات هذه، أخشى بأننا عالقون |
| Peki, ya burada çok ilerleme yapılmış değil. | Open Subtitles | حسنا نحن لم نحرز الكثير من التقدم هنا أيضا |
| Peki o soytarılar biraz olsun ilerleme kaydedebilmişler mi? | Open Subtitles | وهل استطاعت تلك الأدارة أن تحرز حتى لو بوصة واحدة من التقدم ؟ |
| Doğrusu fazla ilerleme kaydedemedim o yüzden askıya aldım. | Open Subtitles | لأكون أميناً لم أكن الكثير من التقدم حقاً لذا أنا نوعا ما وضعتها جانباً |
| Bugüne kadar neden fazla ilerleme kaydedemedik? | Open Subtitles | و لم لم نقوم بالمزيد من التقدم حتى تاريخه؟ |
| Evet arkadaşlar, bugün çok ilerleme kaydettik. | Open Subtitles | حسنا، يا رفاق. اليوم حققنا الكثير من التقدم. |
| Üzülmeni anlıyorum Ernesto. Burada çok büyük ilerleme kaydettin. | Open Subtitles | أعرف أنك منزعج، ارنستو، ولكن هل حققنا الكثير من التقدم هنا، |
| İkinci olarak da araştırmamda ilerleme kaydedememe sebebim kendim için fazla keyifli bir ortam yaratmış olmammış. | Open Subtitles | ثانياً، السبب الذي يمنعني من التقدم في بحثي هو أني خلقت بيئة سارة أكثر من اللزوم. |
| Öyle, ama sen çok ilerleme katettin, ve geri kalan hayır diyenlerle uğraşacağımı garanti ediyorum. | Open Subtitles | إنهم كذلك ولكن أنتِ قدمتِ الكثير من التقدم وأنا أؤكد لكِ بأنني سأقوم بالتأثير عالبقيـه الرافضين |
| Bombaları ve hapishaneleri ilerleme olarak sayar. | TED | يحصي القنابل والسجون كنوع من التقدم. |
| Bu, herhangi bir miktarı ikiye katlamak için olağanüstü bir rakam ve bu aslında demek oluyor ki olağanüstü miktarda kesin ilerleme göreceğimiz bir noktadayız ve tabii ki her şey bu noktadan sonra hızlanmaya da devam edecek. | TED | وهذا مجرد عدد استثنائي لمضاعفة أي كمية، وما يعنيه هذا حقاً هو أننا الآن في مرحلة سنرى فيها حجمًا غير عادي من التقدم المطلق، وبالطبع، ستستمر الأمور في التسارع أيضًا من هذه النقطة. |
| Çabucak bahsetmek istediğim üçüncü dinamik ise İlerleme dinamiği, burda ilerleme katetmeniz gerekiyor, sıralı olarak farklı adımları geçmeniz gerekiyor. | TED | النقطة الثالثة التي أريد التحدث عنها بسرعة هي ديناميكية التقدم حيث يكون لديك نوع من التقدم يجب عليك المضي خلال خطوات مختلفة في أزياء محببة جداً |
| Bence bayağı bir ilerleme kaydetmiştik. | Open Subtitles | و اعتقد اننا احرزنا الكثير من التقدم |
| Bence bayağı bir ilerleme kaydetmiştik. | Open Subtitles | و اعتقد اننا احرزنا الكثير من التقدم |