| Aferin Cochise git de biraz daha ekmek ye. | Open Subtitles | هذا صحيح اذهب وكل المزيد من الخبز المقليّ |
| Her zaman, bir parça daha ekmek alabilirsin. | Open Subtitles | كل ما عليّ تذكّره هو أن بوسعي طلب المزيد من الخبز. |
| Yer altındaki odada bir parça ekmek, su, süt ve yağ vardı. | TED | تحتوي الحجرة تحت الأرض على حصة من الخبز والماء والحليب والزيت. |
| İki parça ekmek arasında bir şeyler var. | Open Subtitles | شطيرتين من الخبز وشىء ما بينهم هذا عبقرى |
| Yiyecek ekmeğim içecek suyum kalmamıştır bu dünyada. | Open Subtitles | مزيد من الخبز للأكل، ولا ماء للشرب |
| Her türlü ekmeğiniz var ama çavdar yok. | Open Subtitles | لديك كل هذه الأنواع من الخبز وليس لديك خبز بنى. |
| Ah! Ekmek yok. Bir sürü ekmek lazım. | Open Subtitles | آه ، رغيف من الخبز هو ما نحتاجه |
| Bir ekmek parçası açlığınızı yatıştırabilir, ve umut etmek sizi hayatta tutacak ekmeği getirebilir. | TED | قطعة من الخبز تستطيع تلبية جوعك و الأمل يجلب لك الخبز ليبقيك حياً |
| Amacım çöpte tozlu bir ekmek parçası bulmaktı. | TED | كان هدفي ايجاد قطعة من الخبز في سلة المهملات |
| Biraz daha ekmek istedim, henüz getirmediler. | Open Subtitles | طلبت المزيد من الخبز ولكنهم لم يحضروه بعد |
| Biraz daha ekmek için ciklemeni de. | Open Subtitles | و ذلك الصوت الذي يقوم به إذا أراد المزيد من الخبز |
| Hey! daha ekmek. daha ekmek. | Open Subtitles | اعطنى المزيد من الخبز طعام شهى |
| İsterseniz size bir parça ekmek karşılığında verebilirim. | Open Subtitles | إذا كنت تحب، أعطيها لكَ على رغيف من الخبز |
| Kahve ve süt batırılmış bir parça ekmek. En sevdiğim. | Open Subtitles | قطعة من الخبز مغمسة في القهوة و الحليب و لقد أعجبني |
| Sana bir parça ekmek verirler ve sonra döverler. | Open Subtitles | سيعطونك القليل من الخبز وبعد ذلك سيضربونك |
| Tek bir parça bile ekmeğim yok. | Open Subtitles | أنا لم يكن لديك قطعة واحدة من الخبز. |
| Çorbayla birlikte yiyecek sadece ekmeğim var. | Open Subtitles | لدي هذا النوع من الخبز الذي يتماشي معها . |
| Bir sürü ekmek aldım. | Open Subtitles | جلبت الكثير من الخبز! |
| Geçen sene 10 milyon dolar değerinde Fransız ekmeği sattı. | TED | وباع في العام الماضي ما قيمته 10 ملايين دولار من الخبز الفرنسي. |
| Ve bol sosisli ve bir bir dağ kadar tost ekmeği üzerine çilek reçeli dökülmüş olsun. | Open Subtitles | وجبل من الخبز المحمص الأبيض مع مربى الفراولة |
| Yuttuğu şeyin ekmek parçası olmadığı kesin. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الأسلم أن نقول إن أنها ليست قطعة من الخبز. |