| Hayır, kutudan bir askı al ve benimle gel. Seninle mi? | Open Subtitles | لا , خذي رافعة من الصندوق و تعالي معي |
| Vanessa Hiskie'nin dairesinde bulduğumuz kutudan bir şey çıktı mı? | Open Subtitles | أعرفنا أي شيء من الصندوق الذي وجدناه في شقة (هيسكّي)؟ |
| Hepiniz kutudan bir ödül çekeceksiniz. | Open Subtitles | جميعكم سيأخذ جائزة من الصندوق |
| Bombaları sandıktan çıkaracağım. | Open Subtitles | اُخرج القنابل من الصندوق. |
| - Bombaları sandıktan çıkaracağım. - Evet. | Open Subtitles | -اُخرج القنابل من الصندوق. |
| Dün gece biraz içtim, ve pembe kutudaki bütün şeyleri denedim. | Open Subtitles | شربت قليلا الليلة الماضية وأنا أجرب كل المنتجات من الصندوق الوردي |
| Branch'ın kamyonunda,kutusu ile birlikte hep 4 numara av fişekleri vardı. | Open Subtitles | كلهم من الصندوق رقم 4 الذي كان يحتفظ به (برانش) في شاحنته |
| kutudan bir kale yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك صنع حصن من الصندوق |
| kutudan bir kale yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك صنع حصن من الصندوق |
| Ve kutunun içinden rastgele çektiğiniz toplar ses çıkarıyorsa, belki kutudaki tüm toplar ses çıkarıyordur. | TED | وإذا كانت معظم الأشياء التي تسحبونها من الصندوق بشكل عشوائي تصدر أصواتاً، فلربما أن يكون كل ما بالصندوق يصدر أصواتاً. |
| Kara kutudaki videoları özellikle almamıza rağmen malzemenin önemini görünce başkalarıyla paylaşmaya karar verdik. | Open Subtitles | رغم أننا حصلنا على لقطات الفيدو من الصندوق الاسود بشكل حصري فقد قررنا أن نتشاركها مع الاخرين نظرًا لاهميتها |
| Yani, Katya kutusu ile ne istiyor? | Open Subtitles | إذاً ، ماذا تريد (كاتيا) من الصندوق ؟ |