"من الطراز" - Traduction Arabe en Turc

    • sınıf bir
        
    • moda bir
        
    • kafalıdır
        
    • kafalı bir
        
    • çapında bir
        
    • tarz
        
    • usul bir
        
    • usül bir
        
    • kafalıyım
        
    Ama birinci sınıf bir ahmak olmak konusunda çok yeteneklidir. Open Subtitles إنّه مُتمكن جداً من لعب دور الأخرق من الطراز الأول.
    Öncelikle şunu bilmelisin Bree'nin, birinci sınıf bir yemek şirketi var. Open Subtitles وقبل ان تشعر بذلك, كانت تملك شركة طعام من الطراز الأول
    Eksi moda bir evlilik Tam bana göre bir evlilik Open Subtitles إن الزواج من الطراز القديم هو الزواج الذى أفضله
    Eksi moda bir evlilik Tam bana göre bir evlilik Open Subtitles إن الزواج من الطراز القديم هو الزواج الذى أفضله
    Ayrıca Bay Zedeck eski kafalıdır. Open Subtitles بالاضافة الى أن السّيد زيديك من الطراز القديم
    Gördün mü, ben basit zevkli olan eski kafalı bir kızım. Open Subtitles كما ترين، أنا فتاة من الطراز القديم مع ذوق بسيط جداً.
    Kudretin ve uzmanlığınla kendinden geçmiş dünya çapında bir banka soyguncususun. Open Subtitles أنتَ سارق بنوك من الطراز الرفيع, مُنتشى بقوتكَ و مهارتكَ الخاصة
    Ona dinozor işi numaralar gösterdik, eski tarz şeyler. Open Subtitles تركناها ترى محتالين عظماء من الطراز القديم
    Sahibi gibi misafirliğini fazla uzatmış eski usul bir çiftlik. Open Subtitles مزرعة من الطراز القديم , كصاحبُها بات غير مرحّب بوجودها
    Eski usül bir plânımız oldu işte. Open Subtitles نحصل لأنفسنا على طابور جديد من الطراز القديم مهلاً.
    Saçlarımdaki rüzgarı seviyorum ben, biraz eski kafalıyım. Open Subtitles أحب أن تمر الرياح في شعري,أنا من الطراز القديم
    Zamanı geldiğinde onu birinci sınıf bir istasyon şefi yaparsın. Open Subtitles سوف يكون رجل محطة من الطراز الاول, يوما ما.
    Hissediyor musun. Birinci sınıf bir nasırın başlangıcı. Open Subtitles تحسس هذا، أخبرني أنها ليست بداية آثار عمل من الطراز الأول
    Bu şekilde olduğunu sanmıyorum, çünkü bu bina birinci sınıf bir binaydı. Open Subtitles أنا لا أَصدق ذلك، لأن البناية كانت من الطراز الأول
    Birinci sınıf bir yalancısın, senden daha azını beklemezdim. Open Subtitles أنت كذّاب من الطراز العالمي لم أكن لأتوقع منك أقل من ذلك
    Yanlış izin peşindesin. Oswald eski moda bir yemdi sadece. Open Subtitles هل قمت بصيد البط من قبل أوزوالد هذا من الطراز القديم
    Bu, gayet açık ve seçik, eski moda bir cinayet. Open Subtitles أمرٌ سهل و بسيط جريمة قتلٍ من الطراز القديم
    Ama eski moda bir telesekreter bu. Bant kullanıyor. Open Subtitles إنه جهاز الرد من الطراز القديم مزود بشريط تسجيل
    Bu adamlar biraz fazla eski kafalıdır. Open Subtitles ليجتمع مع الجواسيس العاديين. هؤلاء الرجال من الطراز القديم.
    Eski kafalı, bir kadına sahip çıkmak isteyen birini arıyoruz. Open Subtitles نريد شخص من الطراز القديم شخصُ يريد أن يُبقي امرأة
    Birinci sınıf bir yalancı olduğundan şüpheleniyorum doğal bir yetenek yoksa evren çapında bir usta olmazdın yani bu da üçüncü kuralı doğuruyor. Open Subtitles أظن أنك كاذب من الطراز العالمي موهبة طبيعية أو أنك لن تكون سيد الكون
    Evet, şey, kesinlikle eski tarz. Open Subtitles نعم، حسنا، أنه من الطراز القديم بالتأكيد.
    Sana eski usul bir Amerikan bekârlığa veda partisi düzenledik. Open Subtitles كلنا نقيم لك حفلة خطوبة جيدة من الطراز الامريكي القديم
    Her ne kadar itiraz etsem de, eski usül bir Noel geçirme arzuna saygı duyuyorum. Open Subtitles بغض النظر عن مدى أعترض، أنا تكريم طلبك لعيد الميلاد من الطراز القديم.
    Karısına sadık biri olduğunu anlayınca da "Ben eski kafalıyım." davranışlarına bayılıyormuş gibi yaptım. Benimle oynadığını sanıyordu. Open Subtitles ومن ثمّ أدركتُ أنّه وفيّ لزوجته، لذا تظاهرتُ أنّي من الطراز القديم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus