| Ayrıca hangi sürücüleri yoldan çekilmeleri için uyaracağınızı da biliyorsunuz. | TED | و تعرف اي سائقين تحتاج لأن تنبههم ليبعدو من الطريق |
| Ya birisi yoldan müşteri aldığımı görse de şikayet etse? | Open Subtitles | ماذا لو رآني أحد آخذ شخص من الطريق وبلغ عني؟ |
| Onu kovalayanın, yoldan çıkarması için... - ...ona çarpması gerekiyordu. | Open Subtitles | لذا كان على مطارده أن يضرب السيارة ليخرجه من الطريق. |
| Neden Naruto bu tarafa koştuğu halde bu taraftan geldi? | Open Subtitles | كيف يركض ناروتو من هذا الطريق ويأتيني من الطريق المقابل؟ |
| Hala insanların arabayı soldan kullanmalarına alışamadım. -Siz yolun hangi tarafından gidersiniz? | Open Subtitles | لا زلت غير معتاد على فكرة القيادة على الجانب الخطأ من الطريق |
| Kazayı tahmin edebiliyor ve herkes için en güvenli Yolu hesaplamak için kimin, hangi arabaların yoldan çekilmesinin daha uygun olacağını tahmin edebiliyoruz.. | TED | يمكننا أن نتنبأ بالحادث و يمكننا أن نتنبأ من, أي سيارات هي في أفضل المواقع للابتعاد من الطريق للقيام بمعرفة الطريق الآمن للجميع |
| Her zaman gideceğimiz yoldan geri gelip suyun karşısına geçebiliriz. | Open Subtitles | نحن يمكن ان نرجع من الطريق الذي جئنا منه. |
| Onu ön yoldan alacağız. Git ve arabayı getir. | Open Subtitles | . سوف نأخذه من الطريق الأمامي . اذهب و أحضر السيارة |
| Siz ana yoldan gelmeyince Delgado'nun yerine geri döndük. | Open Subtitles | عندما لم تأتوا من الطريق الرئيسي ذهبنا إلى ديلجادو |
| Niye geldiğimiz yoldan dönüyoruz, ben onu anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ما أحاول معرفته هو سبب العودة من الطريق الذي جئنا منه |
| Ve sonra biz gelmeden yoldan çekilin. | Open Subtitles | ومن ثم الحصول على الجحيم للخروج من الطريق قبل أن نصل إلى هناك. |
| "Kadınlar yoldan, yaralı ve kırık bedenleri taşıdı... | Open Subtitles | و كانت النساء يحملن الجرحى و القتلى من الطريق |
| Eğer diğer yoldan gelmiş olsaydı onunla karşılaşırdınız. | Open Subtitles | أجل ، بالطبع. أنت كنت ستقابله لو كان قادم من الطريق الآخر |
| Arka taraftan gitmiş olmalı. Hadi gel. Kontrol edelim. | Open Subtitles | . لابد أنه خرج من الطريق الخلفي تعال معي ، لنتأكد من ذلك |
| Diğer taraftan girilse daha kolay olmaz mıydı? | Open Subtitles | أليس من الأسهل أن يكون الدخول من الطريق الأخر ؟ |
| yolun bir mil kadar dışında. Bundan önce başkaları da vardı. | Open Subtitles | على بعد حوالي ميل من الطريق كان هناك آخرون قبل هذا |
| Ayrıca burada insan bir yere, gittiği Yolu geri dönerek ulaşamaz. | Open Subtitles | . بجانب, المرء لا يعود هنا من الطريق الذى أتى منه |
| Bu Yolda suç işleme hakkına ortağım ve ben sahibiz. | Open Subtitles | نمتلك حقوق الجرائم العنيفة في هذه المنطقة المحددة من الطريق |
| Ancak hemen aradan çıkarmamız gereken birkaç etik mesele var. | Open Subtitles | لكن يوجد بعض القواعد الأخلاقية الثابتة أننا يجب أن نخرج بسرعة من الطريق |
| 02 numaralı hedef R25 yolundan çıkıp Eski Şehir'e doğru yol alıyor. | Open Subtitles | الهدف 02 يرحل من الطريق السريع رقم 25 ويتحرّك نحو المدينة القديمة. |
| Şunu da ayak altından kaldırayım. | Open Subtitles | واسمحوا لي أن الحصول على هذه حماقة للخروج من الطريق. |
| otoyol ayağının altından kazmaya başladıkları için şanslı olduklarını söylediler. Bu alan yerel belediyeye aitti. | TED | قالوا بأنهم كانوا محظوظين، لأنهم بدأوا بالحفر أسفل فرع من الطريق السريع الذي هو ملك للبلدية المحلية. |
| Bu tıpkı insanları sokaklardan temizlemenin çok hızlı, çok verimli bir yöntemi gibi olurdu. | TED | أنها كذلك ، طريقة فعالة لأزالة الناس من الطريق |