| Şimdi tutukluları çiftçilerinden çok bir ülkede yaşıyoruz. 2.1 milyon tutuklu, 1.9 milyon çiftçi. | TED | نحن الآن نحيا في بلد يحتوي على سجناء أكثر من المزارعين مليونا ومئة ألف سجين مقابل مليون وتسعمئة ألف مزارع |
| Bir adamın binlerce hektar toprağı var ama 100,000 çiftçi açlar. | Open Subtitles | أو ربما يمتلك شخص واحد مليون فدان بينما مائة ألف من المزارعين يتضورون جوعاً |
| Bir adamın binlerce hektar toprağı var ama 100,000 çiftçi açlar. | Open Subtitles | أو ربما يمتلك شخص واحد مليون فدان بينما مائة ألف من المزارعين يتضورون جوعاً |
| Aslına bakarsanız işverenimiz, çiftçilerden oluşan bir köy. | Open Subtitles | أصحاب العمل في الحقيقة قرية من المزارعين |
| Genelde yoksul Hıristiyan çiftçilerden oluşan Karen halkı, ayrılmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | سكان المنطقة من (الكاريين) ومعظمهم من المزارعين المسيحيين الفقراء يتعرضون لعمليات الإبادة |
| Bu firma binlerce ve milyonlarca çiftçiye Damlama Sulama teknolojisini getirmiş ve önemli ölçüde su kullanımının azaltılmasını sağlamıştır. | TED | هذه شركة أحضرت تكنولوجيا الري بالتنقيط للألاف والملايين من المزارعين وخفضت فعلياً من استخدام الماء |
| Bu gibi çiftlikler dünyada çoktan ortaya çıkmaya başladı ve yeni nesil çiftçiler, daha sürdürülebilir bir gelecek için harekete geçiyorlar. | TED | مزارع كهذه بدأت بالظهور بالفعل في جميع أنحاء العالم، وجيلٌ جديد من المزارعين بدأ بالسعي لتحقيق مستقبل أكثر استدامة. |
| Kendimizi ateşin ortasına attık ve çiftçilerden daha beter durumdayız. | Open Subtitles | سنحترق جميعاً و سنجوع أكثر من المزارعين |
| Birçok Hıristiyan çiftçi Japonya'nın her yerinde saklanıyor. | Open Subtitles | فالكثيرُ من المزارعين المسيحيّين مختبئون في كل أنحاء اليابان |
| İki çiftçi, yaptıklarını kabul etmişti. | Open Subtitles | ظننت أن هناك إثنان من المزارعين إعترفوا بصنعهم |
| 5. nesilden çiftçi bir babanın oğlu birkaç koyundan korkuyor. | Open Subtitles | حفيد الجيل الخامس من المزارعين الشهيرين , يخاف من مجموعة خراف |
| Diğer bir çiftçi de, geçtiğini söylemişti. | Open Subtitles | واحدة من المزارعين الآخرين قال أيضاً أنّه حوّلها أيضاً |
| Ne kadar çiftçi öldürürsen öldür, her zaman bir çiftçiden daha aşağı tabakada olacaksın. | Open Subtitles | لا يهم كم قتلت من المزارعين المتمردين وضعك سوف يكون دائما أقل بكثير من المزارعين |
| Vergi işini halleden pek çiftçi yoktu o zamanlar. | Open Subtitles | لـم يكن الكثير من المزارعين يستطيعون فعل الضرائب |
| Hâlihazırda yüz binlerce çiftçiye ulaşılmış durumda ve işletmemizde şu anda yüzde 60 oranında daha iyi pamuk var. | TED | إنهم يحبون ذلك. إلى حد الآن مئات الآلاف من المزارعين تم الوصول إليهم، والآن لدينا قطن أفضل بنسبة 60٪ في شركتنا. |
| Günü geldiğinde, bu şirketlerin aracıları, çiftçiye gider ve | Open Subtitles | إنه اليوم الذي وكلاء هذه الشركات أنها تقترب من المزارعين وأقول له: |
| Yerel çiftçiler komitesi için bir yemek veriyorum yarın. | Open Subtitles | أستضيف مجموعة من المزارعين المحليين على العشاء غداً |
| Evlerini yaktığın insan çiftçiler mi? | Open Subtitles | من المزارعين البشري الذي المنازل التي أحرقت؟ |
| Göçebeler, çiftçilerden daha seksi. | Open Subtitles | -أجل، البدو الرحالة أكثر جاذبية من المزارعين |